1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 31/10/1980 tarihli ve 2329 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değiştirilen 169. maddesinin " avukatlık ücret yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz". Bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığı-
İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri dava şeklinde görülen davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50'si oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kısmen kabulüne karar verilen davada kısmen davacı lehine, karar yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3. kısmı uyarınca 22.730,00 TL, reddedilen kısım üzerinden ise davalı lehine 5.508,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davalı arsa maliklerinin dava açılmasına sebebiyet vermedikleri anlaşıldığından davalı arsa malikleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği-
Husumetin trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesi olağan olduğundan ve davalı şirket aleyhine bu davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi üzerine bu davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davalılar her ne kadar kendilerini ayrı ayrı vekillerle temsil ettirmişler ise de ret sebebi ortak olan davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacı aleyhine dava konusu ödeme emrinin tanziminde kusuru bulunmayan ve kusuru ile dava açılmasına sebep olmayan davalı Kurumun vekalet ücreti ile sorumlu tutulmaması gerektiği-
Takdiri indirim ile ilgili olarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir kurala yer verilmediğinden ve ayrıca işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilinemediğinden, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirimlerden dolayı reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına esas ücret belirlenirken davacı işçiye sağlanan sosyal hakların parasal karşılığının da çıplak ücrete eklenmesi gerektiği- Davacıya sağlanan yol ve yemek sosyal haklarının gerekirse ilgili Ticaret ve Sanayi Odasına sorulmak suretiyle parasal karşılığı tespit edilerek tazminata esas ücret eklenmek suretiyle hesaplama yapılıp, davacının yapmış olduğu ödemeler mahsup edilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Fazla mesai ücreti gece çalışması gibi istisnalar hariç haftalık 45 saati aşan çalışmalar için söz konusu olup, fazla mesai süresinin haftalık çalışma süresi üzerinden hesaplanması gerektiği, günlük çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılamayacağı- Tanık beyanlarına göre gece ve gündüz olmak üzere işyerinde vardiyalı çalışma yapıldığı anlaşıldığından, gece vardiyasında günlük 7,5 saati aşan çalışmaların fazla mesai hesaplamasında dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Davacının işyerine ulaşım için yolda geçirdiği sürelerin çalışma süresi içerisinde değerlendirilemeyeceği- Günlük çalışma süresi hesaplanırken davacı işçinin fiilen çalıştığı sürelerin dikkate alınacağı- Davacı tanıkları işyerinde 07.00-18.00 saatleri arasında günlük 11 saat çalışıldığını, gece vardiyasında da yine 11 saat çalışıldığını beyan etmiş olduğundan, hesaplamaların bu saatler üzerinden yapılması gerektiği- Davalı tarafından fazla mesailere karşılık yapılan ödemelerin ait olduğu ayların hesaplamada dışlanmak yerine yapılan hesaplamadan mahsubunun da hatalı olduğu- Dosyada bulunan izin belgelerinin hesaplamalarda dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Gerekirse tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle davacının vardiya sistemi belirlenerek davacı tanık beyanlarında belirtilen saatler üzerinden, gece vardiyasında çalışılan dönemler de belirlenip, gündüz vardiyası için haftalık çalışma süresi, gece vardiyası için ise günlük 7,5 saati aşan çalışma süresi hesaplanarak yapılan fazla mesailer belirlendikten sonra, dosyada bulunan izin belgelerinin ait olduğu dönemler ile davalı tarafından yapılan fazla mesai ödemelerinin ait olduğu aylar hesaplamalardan dışlanmak suretiyle çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Dosyaya "Pazar izinlerine mahsuben" açıklamalı izin talep formları sunulmuş olup bu formlardan davalı işyerinde hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunda bu izin belgelerinin dikkate alındığı belirtilmiş ise de ne şekilde dikkate alındığı denetime elverişli şekilde gösterilmediğinden ve diğer hastalık, mazeret gibi diğer izin belgelerinin de dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece, tüm izin belgelerinin dökümü yapılarak davacının çalıştığı hafta tatilleri belirlenerek izin belgeleri ve tanık anlatımları da dikkate alınması, bordrolarda hafta tatili mesai adı altında yapılan zamlı ödemeler varsa bu aylar da hesaplamada dışlanarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT. mad. 13/1 gereği değeri parayla ölçülebilen davalarda hükmedilecek avukatlık ücretinin kabul ve reddedilen miktarı geçmemek koşuluyla aynı Tarifenin İkinci Kısmında belirlenen maktu ücretlerin altında kalmamak üzere nispi olarak hesaplanacağı düzenlendiği-