İİK'nun 89. maddesi kapsamında düzenlenen birinci haciz ihbarnamesinin, davalı PTT tarafından, dava dışı 3. kişiye geç tebliği sebebiyle oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkin davada; söz konusu aciz vesikası sayesinde, borçluya karşı işlem yapıp alacağı tahsili imkanının bulunmasına göre; dava konusu tutarın davalıdan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsiline hükmedilmesi gerektiği-
Mazereti kabul edilen davacı tarafın duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği- Davacı vekili usulüne uygun davetiye ile duruşma gününden haberdar edilmediğinden, eksik gider avansının yatırılmasına ilişkin verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı-
Mahkemece, ön inceleme aşaması tamamlanıp tahkikata geçildiğine göre, davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunlu olduğundan; davalının tahkikat duruşmasına davet edilmeden, yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkını (HMK m. 27) ihlal ettiği-
Mahkemece, ön inceleme aşaması tamamlanıp tahkikata geçildiğine göre, davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunlu olmasına rağmen bu zorunluluğa uymadan, davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkını (HMK m. 27) ihlal ettiği-
Bir usul hükmünün yürürlüğe girmesinden sonra bir dava açılırsa bu davaya yeni usul kurallarının uygulanmasının esas olduğu, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacağı, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacağı- Mevzuatımızda UYAP sisteminden öğrenme diye bir tebligat usulü bulunmadığından, mazeret dilekçesinde talep olsa bile duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği-
Adli makamlarca, dava ya da takibin muhataplarına yapılan tebligatların doğru ve güvenli bir şekilde adrese teslimi ve bu kapsamdaki işlerin denetlenmesi PTT Genel Müdürlüğü'nün kamu hizmeti kapsamındaki görevleri arasında olduğu, davalı idarenin adli tebligatlarla ilgili faaliyetleri tekel şeklinde yürütülen kamusal bir faaliyet olduğundan, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğinde olduğu ve idarenin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İYUK. 2/1-b gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği-Davalı Adalet Bakanlığı aleyhine icra müdürünün usulsüz tebligata rağmen icra takibini kesinleştirdiği, gerekli özeni göstermediği, icra müdürünün de kusurunun bulunduğu gerekçesiyle açılan davada, icra müdürünün muhatap adına tebligat yapılan kişilerin gerçekte var olup olmadıklarını ve kimlik bilgilerini kontrol etme yükümlülüğü bulunmadığından, davacı zararından davalı Adalet Bakanlığı'nın sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
İhraç kararı notere tevdi edilmeden yurt dışında bulunan davalıya Tebligat Kanunun'da ve Tüzük'te yazılı yurt dışı tebligat usulüne uyulmadan posta yoluyla tebliğe gönderilmiş olup, dönen belgelerde kararın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir açıklık bulunmadığından ihraç kararının kesinleşmediği-