Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin "işin eksiksiz teslim edildiği"ne ilişkin olmasının, bölge adliye mahkemesince "sözleşmeden doğan edimin ayıplı ifa edildiği ve hükmedilen cezai şart alacağı"na ilişkin olarak açık istinaf bulunmadığından bahisle esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Yüklenicinin istinaf dilekçesinde işin tamamını eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini ifade etmiş olduğundan cezai şartı da istinaf ettiğinin kabulü gerekeceği-
Dava konusu bononun tanzim tarihi ile kredi sözleşmesinin tanzim tarihinin ve davacının ipotek tesisine ilişkin resmî senet tarihinin aynı tarih olması, davacının genel ticari kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması, kredi borçlusunun dava dışı şirket olması, genel ticari kredi sözleşmesindeki "...Müşteri, bankanın gerekli gördüğü zaman talep edeceği miktar ve nitelikte ticari senetleri vermeyi taahhüt eder. Banka senetlerin dilerse rehnini, dilerse temlikini istemeye yetkilidir..." şeklindeki hüküm karşısında, senet metninde "teminattır" kelimesi yazılı olmasa da, dava konusu senedin teminat senedi olduğunun kabulü gerektiği- Borcun kapatılmasından sonra ipoteğin fek edileceğini bildirip, davacının dava dışı şirket adına söz konusu borcu kapatmasından birkaç saat sonra aynı gün dava dışı şirkete yeniden kredi kullandırıp, yeni kredi borçlarından dolayı davacıyı ilk kredinin teminatı olarak verilen bono nedeniyle sorumlu tutmasının da iyiniyet prensipleri ile bağdaşmayacağı- Dava konusu bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak davalı bankaya verildiği ancak taraflar arasındaki genel ticarî kredi sözleşmesinde davacının vermiş olduğu teminat hâlen devam ettiğinden ödeme tarihiden hesabın kat edildiği tarihe kadar olan borç miktarının hesaplanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar davacı yüklenicinin yaptığı imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu- Tapuda pay devrini içeren eser sözleşmelerinin taraflardan birinin tek taraflı irade beyanı ile sona ermeyeceği, bunun için ya tarafların fesihte iradelerinin birleşmesi, ya da BK mad. 369 uyarınca iş sahibince feshedilmesi veya mahkemenin vereceği kararla akdin sona erdirilmesi gerektiği- Fesih hususu yanlar arasında görülen dava ile kesinleştiğinden, zamanaşımı süresinin de bu tarihte başlayacağı-
Kural olarak, taşınmaz payı temlikini de içerdiğinden kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tek taraflı bildirimle feshedilemeyeceği, ancak taraf iradelerinin birleşmesi halinde akdi ilişkinin sona ereceği- Taraflar arasındaki sözleşme ile ve TBK hükümleri gereğince, yüklenici davacının, menfi zararlarının tazminini isteyebileceği- İş-arsa sahibinin kusuruna dayanılarak sözleşmenin feshi halinde, yüklenicinin "olumlu zarar" kapsamında sayılan kar kaybının, "kesinti yöntemine" göre hesaplanacağı, davacı yüklenicinin ancak "dönme cezasını" alabileceği-