TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri > - G. İrade bozuklukları > - I. Yanılma > - 2. Yanılma hâlleri > Madde 32 - b. Saikte yanılma
Davacı-karşı davalı ..............'nin taşıma komisyoncusu/ taşıyan konumunda olduğu, davalı-karşı davacıya ait çelik borunun Kore- Gemlik denizyolu ile taşıması işinin emtianın ağırlığına göre değişecek navlun bedeli üzerinden ......... Lojistik Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından üstlenildiği, tarafların başta 295.789,00 USD taşıma ücreti konusunda anlaştıkları, taşımanın zamanında tamamlanmaması üzerine mutabakat protokolü başlıklı protokolün imzalandığı, protokol ile taşıma ücretinin azaltılıp 235.789,00 USD şeklinde değiştirilmesini kabul ettikleri, protokolün imzalanması aşamasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam edeceği yönünde davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıyı hile ile yanılttığı iddiasının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı, itirazın iptali davasına ve icra takibine konu alacağın faturaya dayalı ve likit olduğundan davalı- karşı davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu talebin reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği -
Sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı-
İdarece davalıya gönderilen ihtarname ile taşınmazın vasfında hata yapıldığı, aradaki farkın ödenmesi, aksi halde dava açılacağı öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davalıya bildirildiğine göre, bu durumda artık hak düşürücü sürenin işlemeyeceği, davacı idarenin ihtarnamenin tebliğinden sonra dilediği zaman dava açabileceği- Hatanın esaslı kabul edilebilmesi için, hem yanılgıya düşen taraf yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanmasının zorunlu olduğu-
Hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, aksi takdirde tazminat isteğine ilişkin açılan davada, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı, hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığının her türlü delille ispat edilebileceği- Borçlar Kanunu’nun 31. maddesi (TBK md 39) hükmü uyarınca; iradeyi fesada uğratan sebeplerden dolayı açılacak davaların, ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl için açılması zorunludur. Anılan yasal düzenlemede öngörülen bu süre zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre niteliğinde olup, hakim tarafından davanın hitamına kadar re’sen gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.