TÜRK TİCARET KANUNU > - Ticaret Şirketleri > - Anonim Şirket > - Yönetim Kurulu > - B) Yönetim ve temsil > - IV - Yönetim kurulu toplantıları > Madde 391 - 2. Batıl kararlar
TTK mad. 390/4'e göre davacının imzasının sahte olması ve davacıya yönetim kurulu toplantısı önerisinin yapıldığının kanıtlanamamış olması hallinde, davacının toplantıya katılmadığına ilişkin davalı ikrarı da gözetildiğinde yönetim kurulu kararının geçersiz olduğu-
Muris ... hakkında düzenlenen 16.10.2012 tarihli, ‘Hasta Ekiprizinin hasta geçmişi ve teşhis bölümünde, adı geçenin alzheimer hastası olduğunun belirtildiği, davacı yanca da, murisin alzheimer hastalığına yakalandığı ve anılan hastalığın murisin fiil ehliyetini ortadan kaldırdığı, murisin hastalığı ile ilgili ceza soruşturması kapsamında Adli Tıp Kurumu raporu istenildiği ve anılan raporun sonucunun beklenmesini talep ettiği- Muris ...’nun fiil ehliyeti bulunmadığının tespiti, yönetim kurulu kararlarının geçerliliğini etkileyeceği, dosyada mevcut rapor ve reçetelerden de murisin fiil ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılamayacağı görüşü benimsenmişse de, kısıtlama kararı bulunmasa dahi, murisin tedavi gördüğü hastahaneden tedavi dosyası da getirtilmek ve ceza dosyasındaki Adli Tıp raporu beklenmek suretiyle yaptırılacak inceleme neticesinde, anılan hastalık nedeniyle yönetim kurulu karar tarihinde hak ve fiil ehliyetini kaybettiğinin tespiti, dava konusu yönetim kurulu kararlarının geçersizliği sonucunu da doğurabileceğinden davacı tarafça, murisin fiil ehliyetinin yokluğu hususunda ceza soruşturması kapsamında Adli Tıp Kurumu incelemesi yapıldığı ve Adli Tıp Kurumu raporunun beklenmesi gerektiği ileri sürüldüğü halde, mahkemece bu husustaki davacı delilleri toplanmaksızın dosyada mevcut reçete ve raporların dikkate alınması suretiyle sonuca gidilmesinin doğru görülmediği-
Ticari şirketlerde çıplak payın devrinin alacağın temliki hükümlerine ve yazılı şekle tabi olduğu, davacının paylar için yazılı bir devir yapılmadığı, pay defterine geçerli bir pay devri sözleşmesine göre kayıt yapılmadığı, sözlü olarak devrin kararlaştırıldığı, yönetim kurulu kararı alınmadan devirlerin pay defterine işlendiği, birleşen davanın davacısının alınan bir çok kararda sükut ettiği, tespit davasın da hukuki yararının bulunmadığı, davalı yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Sermaye artırım kararının hükümsüz sayılması gerektiği iddiası ile iptal davasının açılmış olduğu, yönetim kurulu kararına karşı da hükümsüzlük nedenlerinin ileri sürüldüğü ve bu nedenle yerel mahkemenin kabulünün aksine, butlan halinin tespiti için dava açılmasının mümkün olduğu; bu nedenle genel kurul kararının iptali istemi yanı sıra, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemi yönünden de gerekli araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-