İptali istenen vasiyetin Alman Hukukuna uygun düzenlenmesi halinde geçerli olacağından, vasiyetnamenin yapıldığı ülke olan Alman hukukunun muhtevasının araştırılması, bu hususta tarafların yardımının istenmesi, gerekirse vasiyetnamenin yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması; vasiyetnamenin, yapıldığı ülke hukukuna uygun olarak yapıldığının anlaşılması halinde ise davada ileri sürülen diğer iptal sebeplerinin araştırılması gerektiği-
Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği, murisin 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüş olması nedeniyle 4722 s. TMK. hükümlerinin uygulanması gerektiği- Mahkemece 743 sayılı MK. hükümlerine göre değerlendirme yapılmış ise de, dava dosyası içinde yer alan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sonuç itibariyle doğru olan davanın reddine ilişkin hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İşlemde birlik ilkesi gereğince, bir vasiyetnamenin fasıla verilmeden bir bütün olarak hazırlanması ve bütün işlemlerin aynı memur tarafından yapılması gerekeceği-
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamanın taraflara, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamanın hakime ait olduğu- Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi halinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça bu redden vasiyet yükümlüsünün yararlanacağı- Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği- Mirasın reddinin mirasçılar tarafından Sulh Mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılabileceği-
Vasiyetnamenin davalı noter tarafından usulüne uygun düzenlenmemesi nedeniyle iptal edilmesi sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, vasiyetname iptal edilmemiş olsa idi, davacı açacağı vasiyetnamenin tenfizi davasında mirasçıların mahfuz hissesi dışındaki kısmın sahibi olabileceğinden vasiyetnamenin iptali sebebiyle uğramış olduğu zararın da saklı pay dışında kalan kısım olacağı-
Dava konusu vasiyetnamenin incelenmesinden, noterin bizzat kendisi tarafından vasiyete başlanıldığı ve sonunda noter tarafından imzalandığının görüldüğü, bu durum ve diğer şekil şartlan itibariyle, iptali istenilen vasiyetin Medeni Kanunun 532 ve devamı maddelerinde belirtilen şekil şartlarına uygun olduğu-
Vasiyetnamenin iptali, olmadığı halde tenkis istenen davada tarafların dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olduğu, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar etmiş olacağı-
Resmi vasiyetnameyi düzenleyen resmi memurun (yeminli başkatibin) imzası bulunmadığı gibi, 1. sayfada başkatibin ismi yerine noterin isminin yazılması nedeniyle vasiyetnamenin TMK.'nun 557. maddesi gereğince iptali gerekeceği-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekeceğinden öncelikle taraf teşkilinin sağlanmasının gerekeceği-
Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra vasiyetname ile bağdaşmayan şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şeyler üzerinde tasarrufta bulunursa bu davranışın ilk vasiyetten rücu anlamına geleceği, bu durumun belirli mal vasiyetleri için geçerli olup, mirasçı atamasına ilişkin vasiyetlere uygulanamayacağı, vasiyetçinin vasiyete aykırı tasarrufuyla vasiyetten dönebilirse de, bu durumun geçerli olabilmesi için yaptığı tasarrufun hukuki sonuç doğurması gerekeceği, bu tür sonuçlar ortada yok ya da mahkeme kararıyla kaldırılırsa vasiyetin geçerliliğinin kabulü gerekeceği-