Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemi olup Yargıtay'ın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17.maddesi hükümlerine göre tapuda tescil edilebilmesi için davacının kendisine ait 358 ada 20 ve komşu aynı ada 18 sayılı parsellerin tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı 17.07.1997 tarihinden dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesinin gerekeceği-

Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın  kabulüne dair verilen 27.4.2004 gün ve 2002/419 E. 2004/196 K.  sayılı kararın incelenmesi  davalı Hazine vekili tarafından istenilme ...