Davacının ile kardeşi birlikte bir satış sözleşmesi imzalayarak davaya konu taşınmazı satın almışlar, taşınmazın tapuda kendi adlarına tescili yapılmayınca davacı tarafça davalı tarafa ödenen bedelin tahsili amacıyla iş bu davayı açtığı, buna göre davacının davalılardan talep ettiği alacağın (ödenen satış bedelinin iadesi) bölünebilen bir alacak olduğu ve her alacaklının kendi hissesine düşen payı oranında dava açabileceği, o halde alacaklılar arasında yasadan kaynaklanan zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gözetilerek davacı alacaklının kendi hissesi oranında dava açmasının mümkün olduğu böylece aktif husumet ehliyetinin bulunduğu göz önünde bulundurularak işin esasına girip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

Davacı; davaya konu taşınmazın, A.P. mirasçılarının aralarında yaptıkları rızai taksim sonucu davalıların annesi olan M.B. (Pedük) tarafından 19.12.1984'de kendisine ve kardeşi M.Ç.'a satıldığını ve teslim edildiğini, daha sonra M.Ç.'ın da payını ken ...