Kadastro sırasında bir yerin tespit dışı bırakılmasının da bir kadastro işlemi olduğu, tespit dışı bırakma işlemine karşı ilgililerin ancak tutanak düzenlenirken itiraz edebilecekleri, bu şekilde tespit dışı bırakmaya karşı itiraz yapılmadığı takdirde tespit dışı bırakma işleminin kesinleşeceği, somut olayda, davacının tapu kaydına değil, zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunduğu, Ula Gezici Arazi kadastro Mahkemesi kararının kesinleşme tarihi olan 31.7.1957 tarihi itibariyle tesis kadastrosu, orman kadastrosunca 8.7.1970 tarihinde gerçekleştirilen orman sınırlandırma işleminin ise ikinci kadastro niteliği taşıyacağı, hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1.maddesi uyarınca, orman kadastrosunca yapılan orman sınırlandırılması işleminin yok hükmünde olacağı-

 Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ula Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.3.2004 gün ve  2002/118 E. 2004/51 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Orman Genel Müdürlüğü ve Hazine ve ...