Davacı baba ile davalı annenin 15.10.2007 tarihinde evlenip 17.06.2014 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuğun evlilik birliği içinde doğduğu, dava dilekçesinde "davalının kendisini aldattığını, bu sebeple çocuğun kendisinden olmama ihtimalinin olduğunu, DNA testi sonucunda çocuğun kendisinden olmadığının ortaya çıkması halinde nüfusundan silinmesini istediği" ifadelerine yer verildiği, mahkemece yapılan ilk ve ikinci celsede, davacının dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlayarak DNA testi yapılmasını istediği, eldeki davadan önce davacının, küçüğün kendisinden olmadığı yönündeki şüphesinin giderilmesi açısından DNA testi yapılmadığı ve şüphenin bilimsel doğruluğa varacak şekilde bir adım öteye geçmediği yani şüphe olarak varlığını sürdürdüğü, dolayısıyla soybağının reddi davası yönünden hakdüşürücü süreyi düzenleyen 289. maddedeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki "öğrenme" olgusunun gerçekleşmediği-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Davacı, dava dilekçesinde ...