Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği, bu biçimin yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu, aksi durumun, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağı, dava içinden davaların doğacağı, hükmün hedefine ulaşmasını engelleyeceği, kamu düzeninin ve barışının oluşturulamayacağı, somut olayda da aslolan kısa ve gerçekli kararda, hüküm fıkrasının oluşturulmadığı; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, o itibarla mahkemece HUMK.nun 388. maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesinin doğru olmayacağı, direnme kararının bu nedenle bozulması gerekeceği-
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 17/3/1998 gün ve 1997/526 E- 1998/264 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili taraf ...
İlgili bağlantılar