Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğünün oluştuğu ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bunun bir bozma nedeni olduğu- Bozma kararı ile davanın, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş olduğunu; bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluştuğu ve buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olduğu- Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorunda olduğu- Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla usuli müktesep hak oluştuğu nazara alınmak sureti ile, bozma ilam gereği yerine getirilecek şekilde vasiyetname ile ilgili Almanya Yasalarının gerekirse bilirkişi aracılığı ile incelenmesi yapılarak hüküm tesisi gerektiği-
Davacılar; tarafların murisi Ş.E oğlu tarafından 16/07/1977 tarihinde Almanya Heindeheimde Noterliğince vasiyetname düzenlendiğini, bu vasiyetname ile murisin tüm servetinin varisi olarak (davalıların murisi )kardeşi H.'yi varis olarak tayin ettiğini ...