Faizsiz ve süresiz olarak kurulmuş olan ipoteklerde, borcun muaccel hale gelmesinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğu, bu durumda borçlunun ihtar ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtardan itibaren temerrüt faizi isteyebileceği -Daha önce alacaklının ihtar göndermemiş olması halinde, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı–
İpotek tesisi için eşin rızasını alma yönünde girişimi olduğunun anlaşılan davalı bankanın taşınmazın aile konutu niteliğini bilmediğinin söylenemeyeceği, aile konutu niteliğinde duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının bilgi ve onamı dışında, TMK mad. 194/1’e aykırı olarak ipotek tesis edilmesi nedeniyle, yerel mahkemece ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması (TMK mad. 194/3) kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Meskeniyet şikayetinde bulunulduğunda taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılmış olması durumunda, meskeniyet şikayetinin İİK.nun 82/12 çerçevesinde esastan incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İş sözleşmesini fesheden iş sahibi; yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kulla­nırken keyfi davranmaması gerekeceği, işletmesel kararı alırken dürüst olması gerekeceği-
TMK. mad. 875'e göre ipoteğin anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına altına aldığı; ipoteğin terkini istemiyle açılan davada, davalılar ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptıklarını savunmamış olduğundan, mevcut ipoteğin anaparanın dışında ipoteğin kurulduğu tarihten itibaren yirmi ay sonrasından dava tarihine kadar olan günler için temerrüt faizi alacağını kapsayacağı, mahkemece, davalıların bugünkü para birimine göre isteyebileceği asıl alacağın tutarı ile temerrüt faizi tutarı toplamı olarak bilirkişice hesaplanan ve davacılar tarafından depo edilen paranın davalılara ödenmesine karar vermek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bedelsiz olarak kaldırılması suretiyle davanın kabulünün isabetsiz olduğu-
Davacı, dava dilekçesinde dava değerini .. TL göstererek tapu iptali ve tescil ile ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, yargılama esnasında ise .. TL üzerinden eksik harcı tamamladığı- Dava değeri, tapu iptali ve tescil talebi yönünden dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerinden, ipoteğin kaldırılması yönünden ise, ipotek bedelinden oluştuğundan, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun başka konutunun olması şikayete konu yerden başka bir yerde hatta yurtdışında bulunmasının meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmediği-
Tapuya aile konutu şerhi verilmemiş bile olsa o konutun aile konutu niteliği taşıyacağı- Bu haktan feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı; ancak belirli bir işlem için açık rıza ile ortadan kalkabileceği- Bu nedenle eşlerden birinin, diğer eşin rızası bulunmadıkça aile konutu le ilgli kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı-
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunmasının ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesinin gerekeceği, alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz malikinin ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.