Kadın eşin erkek eşe ve ailesine karşı hakaret içeren ifadeler kullanması, eşinin ailesine soğuk davranışlar sergilemesi ve eşinden evlenecek başka birisini ayarlamasını isteyerek onun güvenini sarsacak davranış sergiledmesi karşısında, davacı erkeğin ekonomik şiddet içeren davranışları, eşine hakaret edip onu aşağılaması, eşini başkalarının yanında sürekli olarak küçük düşürücü davranışlar sergilemesi ve eşinin aile bireylerinin ortak konuta gelmesini istemediğni anlaşması eşlerin eşit kusurlu kılacağı- Hâl böyle olunca BAM tarafından tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu erkek aleyhine kusur belirlenmesine bağlı olarak kadın eş yararına hükmedilen tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkün olsa da; velayet hususunun, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelmesi nedeniyle idrak çağında oldukları anlaşılan ortak çocukların bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerine sorulması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Devam eden boşanma davası sırasında müşterek çocuğun alıkonulması- Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; aile mahkemesince ortak velayet kararı verilip verilmediği araştırılarak verilmişse karardan onaylı bir örneğin dosyaya eklenmesi, müşteki ve şüphelilerin ayrıntılı ifadesi alınması ve tefrik edilen soruşturma dosyasının bir örneğinin dosyaya eklenerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü gerektiği-
Soybağı hükümlerinin, soybağını kuran hukuka tâbi olacağı ancak ana, baba ve çocuğun müşterek millî hukuku bulunuyorsa, soybağının hükümlerine o hukukun, bulunmadığı takdirde müşterek mutad mesken hukukunun uygulannasının gerektiği- Yetkili yabancı hukukun, belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, ilgili hükmün uygulanmayacağı; gerekli görülen hâllerde, Türk hukukunun uygulanacağı- Velayet hakkı kendisine verilmeyen kişinin, çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, özellikle çocuğun sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararlarının esas tutulacağı; kişini, bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu- Ergin olmayan çocuğun ana ve babasının velayeti altında olduğu ve yasal sebep olmadıkça velayetin ana ve babadan alınamayacağı- Hâkimin vasi atanmasına gerek görmediği durumlarda kısıtlanan ergin çocukların da ana ve babanın velayeti altında kalacağı- Evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velâyeti birlikte kullanacağı- Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse; hâkimin, velâyeti eşlerden birine verebileceği- Velâyetin, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olduğu- Ana ve baba evli değilse velâyetin anaya ait olduğu- Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkimin, çocuğun menfaatine göre, vasi atayacağı veya velâyeti babaya vermesinin gerektiği-
Yargılama süreci boyunca tarafların ortak çocuklarının anne yanında kaldıkları; çocukların anne yanında kalmalarının fiziksel, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyeceği hususu ispatlanmamış olup, duruşmada dinlenen ortak çocukların da velayet hususunda ebeveynleri arasında seçim yapmak istemedikleri, babanın ise; kendisine yeni bir aile düzeni kurmuş olması ve çocukların alıştıkları çevreden ayrılmaması ilkeleri bir arada değerlendirildiğinde ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.
- kayıt gösteriliyor