Zorunlu deprem sigorta poliçesi gereği, davacının taşınmazında deprem sonucu oluşan hasar bedelinin tazmini istemi-
Zorunlu deprem sigorta poliçesine dayalı alacak istemi-
Mahkemece; davalı sorumluluğunun başlangıç noktasının, zorunlu deprem sigortası teminat limitinin üzerinde kalan deprem zararı olduğu da dikkate alınmak suretiyle, davacıya ait işyeri için deprem tarihinde geçerli olan zorunlu deprem sigortası teminat limitinin tespiti konusunda gerekli araştırmanın yapılması; daha sonra, sigortalı işyeri binasının deprem tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre yeniden yapım maliyetinin ne kadar olacağı hususunda, konusunda uzman başka bir inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınması; saptanacak hasar bedelinin, DASK teminat limitinin altında kalması halinde davalıya husumet düşmeyeceği ve DASK limitini aşan zarar tespiti halinde ise anılan limiti aşan zarar kısmından poliçedeki müşterek sigorta ve muafiyet hükümleri dahilinde belirlenecek bedelden davalının sorumlu tutulabileceği gözetilerek hüküm tesisi gerekeceği-
Tazminat davası-
Dava dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde kiralananın... sok., ... adresi değil ... sok.,... adresi olduğu; kararda kapı numarasının (6) olarak yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla mahkemece davacının tavzih talebinin kabulü ile hükmün 1. bendinin ... sok., No:8, ... olarak düzeltilmesi gerekirken talebin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Zorunlu deprem sigorta poliçesinde, dava dışı banka rehin alacaklısı olup poliçede dain mürtehin kaydı yer aldığından ve banka, alacağının devam ettiğini alacağı devam etmek kaydıyla davaya muvafakat ettiğini bildirmiş olup şartlı muvafakatin dava açmak için yeterli olmadığı, poliçeden kaynaklı alacak üzerinde rehin alacağı nedeniyle bankanın rüçhan hakkı olduğundan, davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan dask sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkin davanın reddi gerektiği-
Tazminat davası-
Deprem teminatını da içeren işyeri sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemi-
Mahkemece, 818 Sayılı BK’nın 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler açıkça belirtilmiş olup davacı sigortalının ihtarname (17.01.2012 tarih ve 0554 yevmiye numaralı) göndermesi, davalı sigorta şirketi tarafından ödenebilir ücretin .......... TL olarak tespit ettiklerini, bu ücretin sigortalıya bildirilmesine rağmen sigortalının bugüne kadar bu ödemeyi kabul etmediği yönündeki savunmaları, davalı sigorta şirketinin davacıyı oyalamaya yönelik bir tutum sergileyip sergilemediği, davacı tarafından açılan hasar tespit davalarının zamanaşımını kesip kesmeyeceği, dava konusu olayda zamanaşımını kesen sebeplerin bulunup bulunmadığı, buna göre ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı göz önünde bulundurularak ıslah edilen kısım yönünden davalı tarafın süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i değerlendirilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının akrabası olan dava dışı şahsın, davalıya olan borcunu teminat altına almak üzere taşınmazı davalıya temlik ettiği, davalının anılan taşınmazı ipotek ettirmek suretiyle kullandığı banka kredisinin kalan borcunu sigorta ve ihtarname masrafları ile birlikte davalıya ödenme hâlinde taşınmazın iade edileceğinin ve davalının anılan taşınmazı ipotek ettirmek suretiyle kullandığı banka kredisinin kalan borcunu sigorta ve ihtarname masrafları ile birlikte davalıya ödenme hâlinde taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığı- Dava dilekçesinde yanlar arasında yapılan temlikin taraf muvazaası nedeniyle geçersiz olduğu ileri sürülmüşse de; tapuda satış şeklinde yapılan temlikin gerçekte inanç sözleşmesine dayalı ve hukuken geçerli bir temlik olduğu, belgenin de inançlı işlemin yazılı belgesi niteliğinde olup, tapuda yapılan resmi akitten sonra düzenlenmiş olmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı- İnanç sözleşmesi nedeniyle taşınmazın iadesini talep eden davacının kendi borcunu ifa etmiş olması ya da ifasını önermiş olması gerektiği- Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, davacının edimi olan konut kredisinin kalan toplam borcunu (deprem sigortası, hayat sigortası, yangın sigortası ve ihtarname masrafları ile birlikte) davalının taşınmazı iade etmesinden sonra ödeyeceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamakta olup, aksine, davacının ödeme yapması hâlinde aynı gün davalı tarafından başka hiçbir bedel talep olunmaksızın davaya konusu taşınmazın tapuda davacıya devredileceği kararlaştırdığı, davacının edimini yerine getirmesi durumunda davanın her zaman açılabileceği, bu anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı, yanlar arasındaki sözleşme uyarınca davacının ödemekle yükümlü olduğu borç miktarının belirlenmesi, ondan sonra belirlenen miktarı mahkeme veznesine yatırması için gerekli olan sürenin kendisine tanınması, verilecek süre içerisinde edimini yerine getirmesi hâlinde davanın kabulüne, getirmemesi hâlinde ise reddine karar verilmesi gerektiği, davacıya edimini yerine getirmemesinin sonuçlarını hatırlatmadan duruşmada alınan beyanı üzerine davanın reddine karar verilmiş olmasının yasal düzenleme ve usul ekonomisi ilkelerine aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.