Davacının isteminin açıkça davalının haksız fiiline dayandığı, bu nedenle uyuşmazlığın avukatlık sözleşmesinden ve ücretinden kaynaklanmadığı, davanın çözümünde avukatlık yasasında tanımlanan avukatlık sözleşmesine ve ücretine ilişkin kuralların uygulanmayacağı, aksine borçlar hukukunun konuya ilişkin genel hükümlerinin uygulanması gerekeceği, bunun da yargı yetkisine sahip genel mahkemelerin görev alanı içerisinde olup, görevi yasa ile sınırlı olarak belirlenen hakem yoluyla çözümlenemeyeceği-
İdarenin eylem ya da işlemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; idari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Davalının, davacılara yönelik olarak sekiz ayrı suçlamada bulunduğu, savcılık soruşturması sırasında dinlenen tanık beyanları ve diğer kanıtlara göre davalının ileri sürdüğü iddiaların gerçekliği hususunda bazı emarelerin mevcut olduğu anlaşılmış olup, davalı eyleminin Anayasal şikâyet hakkı kapsamında olduğu-
Vekilin, vekalet görevini yerine getirirken işleminin haksız eylem oluşturması halinde sonucuyla bizzat sorumlu olacağı, vekil edenin katkısı bulunduğunda, vekalet verdiği için değil, haksız eyleme katıldığı için ayrıca sorumluluğuna gidilebileceği–
Davalının şüpheli gördüğü uygulamaları, çeşitli duyumlara dayanarak ilgili makama şikâyetinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırının da olmadığı-
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı şikayet hakkının kullanımı için yeterli olup, şikayet dilekçesinde olayın akış şekline uygun düşmeyen veya kişinin kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir anlatım biçimi mevcut olmayan durumlarda, şikayet hakkının yasal sınırlar içinde kullanıldığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalıların şikayet hakkını kullandıklarını gösteren yeterli emare mevcut olduğundan davalı yönünden hukuka uygunluk nedeninin gerçekleşmiş olduğu-
Kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı; yapılan şikayet can güvenliğinden duyulan endişe üzerine yapılmış olup bazı somut olgu ve olaylara dayanmakta, ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli belirtiler (emareler) bulunduğundan, davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı-
Davalının şikayet dilekçelerindeki, davacının kendi eşi ve katibi ile ilişki içerisinde olduğu iddialarının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.