Davacıya babasından kalan gayrimenkullerin boşanma davası sırasında mevcut olduğu, sonradan edinilmediğine göre, mahkemece; yoksulluk durumu devam eden davacının geçimi için yeterli ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK. nun 4. maddesindeki "hakkaniyet" ilkesi de gözetilerek nafakanın uygun bir miktar artırılması gerekeceği-
16.7.1985 tarihinden sonra açılan tedbir nafakası tayinine veya evvelce takdir edilmiş nafakaların artırılmasına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu–
Mahkemece; davalı babanın ekonomik sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra ortak çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen artış, tarafların ekonomik sosyal durumları, halen ödenen nafaka miktarı nazara alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olduğu, davanın açıldığı tarihte davacının aldığı dul ve yetim maaşının, onu, yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı, bu nedenle, nafakanın en azından Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, ÜFE oranında artırılmasının gerekeceği-
Gerek temyiz ve gerekse karar düzeltme taleplerinde, üst sınırın aylık nafaka miktarıyla belirleneceği–
3. HD. 22.02.2016 T. E: 2015/19496, K: 2297-
Nafakanın dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesi gerekirken; kararın kesinleşme tarihinden itibaren karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapmayı gerektirmediği-
Yoksulluk nafakasının arttırılması istemli davada; tarafların iddia ve savunmaları ile ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin bilgi ve belgenin toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilemeyeceği; bu durumda mahkemece; ön inceleme duruşması için bir gün belirleyerek tarafları davet ederek ardından duruşmada HMK 140. ve devamı maddelerini uygulayarak yargılamayı bitirmek gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmeden yapılan tebligatın geçerli olmayacağı, Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü’nde düzenlenen şeklin geçerlilik şartı olduğu-
3. HD. 11.04.2016 T. E: 4619, K: 5479-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.