"... B. Temyiz Sebepleri
Borçlu vekili; senedin tüketici senedi olduğuna dair bir ibare bulunmamakla birlikte takibe konu senetlerin taksitli satış sözleşmesindeki vadeye göre düzenlendiğini, senetlerin ön yüzünde taksitli satışa göre verilmiş sıra numarası bulunduğunu, bu nedenle senetleri devralan tarafın tacir olmasından kaynaklı basiretli davranma yükümlülüğü göz önünde bulundurulduğunda senetlerin tüketici senedi olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin keşideci olduğu icra takibine dayanak olarak gösterilen senetlerin tüketici senedi olması nedeniyle nama yazılı olarak düzenlenmesi gerektiği hâlde emre yazılı olarak düzenlendiğini, takipte diğer borçlu olan ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından müvekkilinin rızası alınmadan senetlerin ... Bank A.Ş.'ye devredilmesi sebebiyle nama yazılı senetlerde kabul edilen temlik yoluyla devir şartının sağlanmadığını, ayrıca müvekkili ile ... İnş. San. ve Tic. A.Ş. arasında gayrimenkul satım sözleşmesi düzenlediğini ve müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen ... İnşaat San. Tic. A.Ş. tarafından taşınmazların tapu iptal, tescil ve devir işlemlerinin yapılmadığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmeyen ... İnş. San. Tic. A.Ş.'ne herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senetler bakımından alacaklının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 170/a maddesi uyarınca takip hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
D. Ön sorun
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce direnme kararına yönelik borçlu vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı; kesinlik sınırının tespitinde 2004 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasının mı, 364 üncü maddesinin birinci fıkrasının mı uygulanması gerektiği hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir..."