Ziynet eşyaları hakkında görüş değişikliği-

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin "Aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır." şeklindeki görüşünde değişikliğe giderek "Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşımın bu anlaşmaya göre gerçekleştirilmesi gerektiği-Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirileceği, aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şeyin kural olarak kendilerine ait olduğu- Takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılacağı, özgü olma konusunda çekişme varsa bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği-Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şeyin takılan/verilen eşe ait olduğu- Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir." görüşünün benimsediği- İspat yükünün hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düştüğü- Ziynet alacağı davalarında olağan olanın kadına özgü ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunması olduğu, bunun aksini iddia eden kadın eşin iddiasını ispat etmesi gerektiği- Davacı karşı davalı kadının dava dilekçesinde, evlendikten sonra evleri olmadığı için erkeğin ailesinin yanında kaldıklarını, erkeğin ailesinin müvekkilin düğün takılarını istediğini, "bizde kalsın, geri vereceğiz" dediklerini ama iade edilmediğini ileri sürdüğü, davacı karşı davalı kadının delil olarak sunduğu ve erkek tarafından inkar edilmeyen mesaj kayıtlarına göre de kadının erkekten altınlarını getirmesi istendiğinde erkeğin "söz getireceğim, bıktım artık bu konudan yeter" dediği, davalı karşı davacı erkeğin dilekçesinde bu mesaj kayıtlarından sonraki bir tarihte bileziklerin teslim edildiğini ve ziynetlerin kadında olduğunu beyan ettiği, bu durumda ispat yükünün yer değiştirerek erkeğe geçmiş olup davalı karşı davacı erkek, ziynetlerin uhdesinde olmadığını ve kadına iade edildiğini sunulan delillerle ispatlayamadığı-

“…Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin yerinde olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafakaların hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve ziynet alacağı talebinin reddinin isabetli olup olmadığı buna bağlı olarak erkek lehine takdir edilen vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır…”

Devamı için tıklayınız…