Davacı vekili, davalı M. hakkında takip yaptıkların, takibin semeresiz kaldığını ve borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını düşük bedel ile davalı A.'ye devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair kararı dairemizin 04.03.3013 tarih 2013/674 Esas 2013/2626 karar sayılı ilamı ile davalı üçüncü kişi A.'ye usule uygun tebligat yapılmadğı ve savunma hakkının kısıtlandığı ayrıca mahkemenin davacının belirttiği iptal koşulları ile bağlı olmadığından bahisle bozulmuş, mahkemece bozmadan sonra dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı olmadığı, davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında yakınlık ve tanışıklık ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı A. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebepler ve bozma gereğince karar verilmiş bulunmasına, davalı üçüncü kişinin E...’da mukim olduğu, tapu senedindeki adresin hatalı olarak belirtildiği, davacının üçüncü kişinin borçlunun mali durumun bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğuna ilişkin somut bir delil sunmamış olmasına, borçlunun muvazaayı kabul beyanının tek başına davanın kabulü için yeterli olmadığı gibi, satıştan bir dakika önce borçlunun şirketine gönderilen paranın, borçlu ile bir başka ilişkisi olduğu ispat edilmeyen üçüncü kişi için, taşınmaz satış bedeli olarak gönderildiğinin kabulü gerekmesine göre davacı vekilinin tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava esastan red edildiğine göre davalılar lehine takip konusu alacak miktarı ile dava konusu taşınmazın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda alacak 2.008.380,97 TL olup taşınmazın değeri 158.327,00 TL olarak belirlenmiş ve bedel üzerinden harcın tamamlanmış bulunması nedeni ile 158.327,00 TL esas alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalılar yararına nisbi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bente açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 5. bendine "2.400,00 TL" ibaresinin silinerek yerine "15.416,00 TL” ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı A. B. Uslu'ya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A. B. Uslu'ya geri verilmesine, 03/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
17. HD. 3.03.2020 T. 3331/2447
Tasarrufun iptali davalarına ilişkin yazdığımız tüm kitapları online olarak ve sürekli güncellenen haliyle e-uyarda bulabilirsiniz. İlgili bağlantı için tıklayın.
Tasarrufun iptali davalarına ilişkin “hukuki mütalaalar” ilginizi çekebilir. İlgili bağlantı için tıklayın.