Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılar vekili, müvekkillerinin icra dosyası alacaklısı ile hiç bir ticari münasebetinin olmadığını, icra takibine konu bono ile ilgili olarak davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkillerinden M. Ö.'ın dava dışı E. O. isimli şahıstan toplam 60.000-TL para aldığını, bu paralar karşılığında 35.000-TL,35.000-TL ve 30.000-TL tutarındaki çekleri ciro ederek verdiklerini,çeklerin H... isimli şahsa geçtiğini, H.'in kalan çekler için üç adet bono istediğini, bunun üzerine müvekkili M.'in borçlu olduğu, A. S. Ö.'in alacaklı olduğu üç adet bonoyu H...'e verdiklerini, bu bonolordan birinin davalı tarafından icra takibine konu edilen bono olduğunu belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip dosyasının ve dosyaya konu bononun iptaline, % 40 oranında tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davadışı E. O.’tan olan alacağına karşılık keşidecisi davacı M. Ö. olan 3 adet çek aldığını, bu çeklerin karşılığının çıkmadığını, davacı Melih’in çeklerin geri verilmesi karşılığında diğer davacı A. S. Ö. ile birlikte üç adet bono düzenleyip müvekkiline verdiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, davacıların iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.Dava konusu bonoda davacılardan M. Ö. keşideci,A. S. Ö. lehdar ciranta, davalı ise yetkili hamil durumundadır.Yetkili hamil M. E. hem keşideci hem de lehdar cirantaya karşı bonoya dayalı icra takibi yaptığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece somut olayda ödememe protestosu çekilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Belirtilen gerekçe ciranta yönünden isabetli ise de hamilin keşideci aleyhine takibe geçebilmesinde ve bonoya dayalı alacağını talep etmesini engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.Mahkemece bu yön gözetilmeksizin ve davacı keşideci yönünden farklı bir gerekçeye de yer verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
19. HD. 27.09.2017 T. E: 2016/14474, K: 6351
Ayrıntılı görüntülemek için lütfen tıklayın.