"...Temsilci ile temsil edilenin çıkarlarının zıt olduğu, çıkar çatışmasının bulunduğu durumlarda temsilcinin kendisiyle, kendi lehine yaptığı işlemler (örneğin kişisel borcu için ipotek kurma, aval verme gibi) geçersizdir. Çünkü bu durumda, yani bu türdeki bir işlem için temsil edilenin yetki vermediğinin kabul edilmesi gerekir. Kısaca çıkar çatışması olasılığının bulunduğu bütün haller için temsilcinin kendisiyle veya kendi leyhine işlem yapmasının caiz olmadığı ve hukuki işlemin geçersiz olduğu ölçütünün kabulü gerekir.Bu hususların yanında, özenli bir temsilcinin, iyi niyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarlarına aykırı olarak yaptığı bir işlem temsil görevinin dışında kalır ve bu işlem kural olarak temsil edileni bağlamaz. Bunun istisnası temsil edilenin temsilciye açıkca kendisiyle işlem yapma izni vermesi veya yapılan işleme sonradan icazet vermesi halidir ki, bu hallerde işlem geçerli olur...."
Kişinin kendisinin keşideci olduğu bonoda, keşide tarihinde yetkilisi olduğu davacı şirketi avalist olarak göstermesi-
Çıkar çatışması olasılığının bulunduğu bütün haller için temsilcinin kendisiyle veya kendi lehine işlem yapmasının caiz olmadığı ve hukuki işlemin geçersiz olduğu- Kişinin kendisinin keşideci olduğu bonoda, keşide tarihinde yetkilisi olduğu davacı şirketi avalist olarak göstermesi, bononun şirket defterlerinde kaydının bulunmaması, ayrıca düzenleyenin davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede şahsen almış olduğu paraya karşılık vermiş olduğu kambiyo senedini ödemeyi vaat etmesi karşısında, dava dışı keşidecinin, dava konusu bonoyu, şirket yetkilisi olduğu dönemde keşide etmesi ve şirket adına attığı aval imzasının TTK 626. ve 629. maddeleri çerçevesinde müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde yetkinin kötüye kullanılması ve şirketi bağlayıcı nitelikte olup olmadığı, temsilciye verilmiş bir iznin veya sonradan icazetin bulunup bulunmadığı hususlarının menfi tespit davasında değerlendirilmesi gerektiği-