"...
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı A. A.Ş. ile arasındaki adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde ciro edilen çek bedellerinin ödenmesi için çeklerin hesap sahibi davalı A. A.Ş.'ye gönderdiği paranın bu amaçla kullanılmaması nedeniyle çek bedellerini tekrar ödemek zorunda kaldığını belirten davacının, davalıların sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla çek bedellerinin iadesi yönünde başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası yönünden aktif husumet ehliyetinin (davacı sıfatının) bulunduğunun kabul edilip edilemeyeceği, davanın adi ortaklık tarafından açılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle adi ortaklık hakkındaki hükümlere değinilmesi faydalı olacaktır.
13. Adi ortaklık, belli bir amacı gerçekleştirmek isteyen kimselerin bir araya gelerek oluşturdukları, ayrı bir kişiliği bulunmayan, kuruluş ve işleyişlerinde sıkı şekil kurallarına tabi olmamaları ve basit bir yapıya sahip bulunmaları nedeniyle uygulamada sıkça karşılaşılan özel borç ilişkisi mahiyetindeki birlikteliklerdir.
14. Adi ortaklığın tanımı yürürlük tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 620. maddesinde şu şekilde yapılmıştır:
“Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır...."