"...Dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili bankanın dava dışı üçüncü kişi A... aleyhine icra takibi başlattığını ve takip alacağını ..Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiğini, dava dışı kişiye ait olan ipotekli taşınmazın takip sonunda ihale ile satıldığını, satış bedelinin temlik alacaklısı yerine sehven ipotekli taşınmazın sahibi olan banka müşterisi A..'ün vadesiz hesabına yatırıldığını, bu paranın temlik alan şirket hesabına aktarılacağı sırada davalı vergi dairesince dava dışı A..'ün hesabına yatırılan paraya E-Haciz konulduğunu, müvekkil bankada vergi borçlusu A...ün herhangi bir alacağının bulunmadığını, icra takibindeki ihale bedelinden oluşan paranın alacaklı olan ..Şirketine ait olmasına rağmen vergi dairesinin yazısı üzerine bu miktarın vergi dairesine ödenmek zorunda kalındığını belirterek borçlu olunmadığının tespitine ve ödenen miktarın davalı vergi dairesinden istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı bankanın dava dışı olan üçüncü kişi aleyhine icra takibi yaptığı ve takip alacağını ..Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiği, dava dışı A....’ün davacı bankada hesabının bulunduğu, ihale bedelinin sehven dava dışı A...’ün hesabına yatırıldığı, dava dışı A...’ün vergi dairesine borçlarının olduğu, vergi dairesinin bu borçlardan dolayı dava dışı Ar.....’ün hesabındaki paraya E-Haciz koyduğu ve paranın davacı tarafından davalı vergi dairesine ödendiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı borçlu A....’ün davalı vergi dairesine borcu olduğu ve bu borca karşılık olarak banka hesabına haciz konulduğu hususu tartışmasızdır.
Davaya konu olayda, davalı vergi dairesi vergi borcundan doğan alacağına karşılık olarak haciz işlemi uygulayıp parasını tahsil etmiştir. Davalı yönünden haksız bir zenginleşme söz konusu olmadığından davalıya husumet yöneltilmesi doğru değildir.
Şu durumda, husumet düşmeyen davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir...."
4. HD. 26.10.2017 T. E: 2015/13938, K: 6412
Kararı ayrıntılı görüntülemek için tıklayın.