A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 06/09/2010 - 24/09/2013 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davacının almış olduğu son brüt maaşının 1.185 TL olduğunu ve ayrıca günlük 11 TL yemek ücreti aldığını, davacının bir kısım fazla mesai ücretlerinin, yol ve yemek ücretlerinin kendisine ödenmediğini, süreklilik arz edecek nitelikte gece mesaisi yaptırıldığını bu nedenlerle iş akdini haklı sebeple feshettiklerini ileri sürerek; fazla mesai,gece çalışması ,yıllık izin alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istifa ettiğini, davacının fazla mesai ücretlerinin, yol ve yemek ücretlerinin ödendiğini, davacının fazla mesai formu düzenlediğini ve bu forma göre fazla mesai ücretinin ödendiğini, davacının süreklilik arz edecek şekilde gece çalışması yapmadığını, davacının kullanmadığı yıllık izni bulunmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davacının davalı işyerinde 06.09.2010 - 24.09.2013 tarihleri arasında 3 yıl 19 gün süre ile çalıştığı,dinlenilen tanıklar davacının gece ve gündüz tuttuğu vardiyaların iki ya da üç haftada bir değiştirildiğini anlattıkları,düzenli bir şekilde üç haftalık gece çalışması yapıldıktan sonra gündüz vardiyasına dönüş yapıldığı şeklinde bir çalışmanın varlığının ispatlanmadığı,davacı fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini savunmuş ise de; sunulan kayıtlar ve tanık beyanları kapsamında davacının çalışma saatlerinin 45 saatten fazla olarak tespit edildiği dönemlerde bordrolar ile davacıya fazla mesai ödemesi yapıldığı ve bu nedenle ihtirazi kayıt konulmadan ödenen fazla mesai ücretlerinin yapılan fazla mesaileri karşıladığının kabulünün gerektiği,sunulan giriş ve çıkış kayıtları kapsamında da ve iş yeri alarm açılış saatlerine göre davacının esasen bir fazla mesai alacağının bulunmadığı, davacıya bordroları kapsamında yaptığı fazla mesai ücretlerinin ödenmiş olduğu, ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ve banka yoluyla yapılan fazla mesai ödemelerinin varlığı karşısında davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmediği yönündeki iddiasının da sübut bulmadığı ,bu değerlendirme ve tespite göre davacının iş akdinin feshi gerekçesi de yerinde olmadığı, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti yönünden davanın reddine,davacının kullandığı ya da karşılığını aldığı işverence ispatlanmayan yıllık izin süresi 26 gün olarak belirlendiği, izin ücreti yönünden davanın kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).Taraflar arasında noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta dosyadaki bilgi ve belgelerden taraf tanık anlatımlarından ve bilirkişi raporunda davacının ödenmemiş 421,34 TL net fazla mesai ücreti alacağının olduğunun tespit edilmesi karşısında işçinin ödenmemiş fazla mesai alacağının olduğu sabittir.
Davacı bir kısım fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı sebeple feshettiğini iddia etmiştir. Davacı işçinin fazla mesai alacağını ispatlaması nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerekmektedir.
Mahkemece davacının fazla mesai ücreti alacağının sübut bulması nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağının yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. HD. 05.04.2016 T. E: 2014/37641, K: 8478