Davacı vekili; 10/04/2006 günü meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ablasının vefat ettiğini davacının da yaralandığını kazanın oluşumunda tedbirsiz ve sorumsuz davranışlarıyla davalı A.. M...'in sebep olduğunu kazadan sonra müvekkilinin ablasının kaybettiğini kendisinin yaralanarak sakat kaldığını uzun süre tedavi gördüğünü eskisi gibi işini göremez olduğunu kaza sonrası müvekkilinin büyük kayıplar yaşadığını psikolojisinin bozulduğunu büyük sorunlar yaşadığını iş görme ve çalışma gücü kaybı olduğunu yaşlı anne ve babasının bakımına muhtaç olarak hayatını sürdürdüğünü müvekkilinin anne ve babasının davalılar ile mütevefanın ölümü nedeni ile 70.000 TL aldıklarını ancak söz konusu ibranamenin müvekkilinin manevi tazminat talebi bakımından hiçbir sonuç doğuramayacağını izah edilen nedenlerle müvekkilinin uğradığı 30.000 TL manevi zararın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 150/5 maddesine göre; "İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır." Yine aynı kanunun 114/ı maddesine göre; "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması." dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartları, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınabileceği gibi taraflardan biri de ileri sürebilir. (HMK m.115)
Derdestlik için;
a)Aynı davanın iki kere açılmış olması
b)Önceki davann halen görülmekte olması
c)Her iki davanın konusunun aynı olması gerekmektedir. (KURU, Baki. Medeni Usul Hukuku. 2015. s.124)
Uyuşmazlık; davanın açılmamış sayılması kararı verilen davalarda, derdestliğin ne zamana kadar devam edeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın açılmamış sayılması kararı usule ilişkin nihai bir karardır. (KURU, Baki. s.347) Diğer hüküm türleri gibi temyizi mümkündür. Ancak derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeden veya temyiz edilmesi sonucu kesinleşmesi gerekmez.
Dairemizin de benimsediği Hukuk Genel Kurulu'nun 1996/19-461 Esas ve 607 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "derdestlik dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren üç aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların doğumu ile dava kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar."
Bu durumda; davanın açıldığı 23/07/2013 tarihinde derdest bir dava bulunmadığından, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. HD. 26.05.2016 T. E: 2014/9070, K: 6427
Tam Metni İçin Aşağıdaki Bağlantıya Tıklayınız.