Ziynet eşyası- Fiili ayrılık- Mal rejimi- Tanık beyanı- Kanun yolu başvuru sınırı-

Kanun yolu başvuru sınırlarının kanun yoluna göre değil de kararı veren mahkemeye göre tespit edilmesi gerektiği görüşünün hukuki bir dayanağının bulunmadığı, yasa gereği sıçramalı temyiz kanun yolunda “istinafa başvuru sınırının kıyasen dikkate alınmasını haklı kılabilecek” açık veya yorum yoluyla ulaşılabilecek bir düzenlemenin de bulunmadığı görüşünün kurul çoğunluğunca benimsenmediği- Davalının evlilik birliği devam ederken satın almış olduğu arabanın nereden elde edilen parayla alındığı hakkında mahkemeye bilgi sunmadığı, davacının düğünde takılan ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından alınarak bozdurulduğunu şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtladığı gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-

"... C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ziynet alacağı istemine ilişkin eldeki davanın, dosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Ön Sorun

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce;
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu, bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince davalı aleyhine açılan 43.070,00 TL ziynet alacağı istemli davanın reddi yönünden önceki kararda direnildiği dikkate alındığında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 nci maddesi kapsamında direnme kararının verildiği 08.09.2022 tarihi itibariyle miktar yönünden kesinlik sınırının tespitinde 6100 sayılı Kanun'un 341/2 nci maddesinin mi, yoksa 362/1-a maddesinin mi uygulanması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir..."

Devamı için tıklayınız…