İlk derece mahkemesince verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla, başvuranların sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve tarihine göre dosya incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
CMK'nın 279. maddesinde düzenlenen istinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suç adının "Çekle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme" olduğu halde gerekçeli kararda "Karşılıksız Çek Düzenleme" olarak gösterilmiş olması ve suç tarihlerinin 09/01/2017 ve 31/01/2017 tarihleri olmasına rağmen, gerekçeli kararda 31/12/2016 tarihi olarak gösterilmiş olması hususlarının mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
İstinaf edenin sıfatına göre 5941 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca tüzel kişi hakkında da çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunması ve ayrıca sanık hakkında her bir çek için ayrı ayrı çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe istinaf başvurusu olmadığından bu hususun davanın yeniden görülme nedeni yapılamayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, belgelere ve gerekçe içeriğine, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından, sanık müdafisinin diğer istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden reddi,
Ancak;
1)10/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarih, 2016/191 E , 2017/131 K sayılı kararı ile 5941 sayılı Çek Kanununun 5/1. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından" bölümü suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı bulunarak iptaline karar verilmiş olması nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2)Sanık hakkında 5941 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı koruma tedbirinin uygulanması kararı bulunmasına göre, hükmün 5. fıkrasında “Çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına" denilerek çelişkili hüküm kurulması,
Hukuka aykırı, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafisinin istinaf nedenleri bu sebeplerle yerinde ise de, bu aykırılıklar CMK.nın 303. maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan,
İstinaf yoluna başvurulan kararın 3. Fıkrasında, her bir çek için ayrı ayrı adli para cezasına mahkumiyet yerine, çek bedellerinin toplamı üzerinden tek bir adli para cezasına mahkumiyete dair hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesi'nin 26/07/2017 tarih 2016/191 E. 2017/131 K sayılı, 10/10/2017 tarihli iptal kararı dikkate alınarak, sanık hakkında belirlenecek adli para cezasının miktarının 5941 sayılı kanunun 5/1 maddesi 2. Cümlesi gereğince, suça konu çeklerin karşılıksız kaldığı miktardan az olamayacağından, sanığın, çek bedelleri olan 25.000 TL ve 30.000 TL'den bankanın ödemiş olduğu 1290'ar TL'nin çıkarılması sonucu kalan 23.710 TL ve 28.710 TL ayrı ayrı adli para cezası ile cezalandırılmasına" ibaresinin yazılarak
Hükmün 5. Fıkrasındaki " Çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına" ibaresinin çıkarılması ve yerine " sanık hakkında yargılama aşamasında koruma tedbiri olarak mahkumiyete konu her bir çek için verilen çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmalarına ilişkin yasakların devamına " ibaresini yazılması suretiyle, CMK.nın 280/1-a maddesi uyarınca diğer yönleri usul ve esasa uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
Dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesine, CMK'nın 286. maddesi gereğince kesin olmak üzere 11/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bursa BAM. 5. CD. 11.01.2018 T. E:2017/456 K:67
Ayrıntılı görüntülemek için lütfen tıklayın.