Kamulaştırma- İdarenin tazminat yükümlülüğü
Yıkım tarihinde yürürlükte olan, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun "Yıkılacak derecede tehlikeli yapılar" başlıklı 39. maddesinde 04.07.2019 tarihli ve 7181 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle yapılan değişiklikten önce "Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir” hükmünün öngörüldüğü; aynı maddenin yıkım için süre tanınması hakkındaki 2. fıkrasında ise; tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işlerin belediye veya valilikçe yapılacağı ve masrafın %20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edileceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu yapının Belediyece yıktırılmasının o tarihte yürürlükte bulunan usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu, idarenin kanun tarafından kendisine tanınan yetki ve görevi dolayısıyla yaptığı yıkım sonucu uğranılan zarar nedeniyle tazminat sorumluluğunun bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında "davalı, tehlikenin ortadan kaldırılması için süre verme yazısını gerek Belediye kayıtları gerekse adres kayıt sistemini kullanarak kanuna uygun bir şekilde ilgilisine tebliğ etmediğinden, yıkım sonucu uğranılan zarar nedeniyle tazminat sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği" ileri sürülmüşse de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Karşı oy yazısında "yıkılan binanın imar planına göre yolda kalmakta olup taşınmazın tapusunun ise kişi adına kayıtlı olduğu, taşınmazın bulunduğu arsaya ilişkin bir kamulaştırma veya kamulaştırmasız el atma yok ise de yolun açılması sırasında binanın da kamulaştırılması gerekeceğinden binanın yıkılmış olmasını ileride yolun açılması amacına yönelik kamulaştırmasız el atma olarak kabul etmek gerektiği, söz konusu hükmün yıkılacak derecede tehlikeli binaların yıkımı için belediyeye yetki vermekte ise de yıkım işleminin hukuka uygun olduğundan söz edebilmek için bu madde hükmüne uygun bir işlemle yıkımın gerçekleştirilmesi gerektiği, aksi takdirde binanın hukuka aykırı bir şekilde yıkılmasının söz konusu olacağı, belediye tarafından binanın tehlike arzettiğine dair rapor alınmış ve tehlikenin izalesi veya yıkımın gerçekleştirilmesi için süre verilmesi yönünde karar verilmiş ise de bu kararın taşınmaz malikine tebliğ edilmediği, bu nedenle idare, ilgilisine kanuna uygun biçimde süre verme işlemi yapmadığından taşınmaz malikine tehlikenin giderilmesi için tamirat imkânı tanımadığı, hukuka aykırı bir şekilde idarece yıkım gerçekleştirildiğinden idarenin yıkım sonucu uğranılan zarar nedeniyle tazminat sorumluluğu bulunduğunun kabulü gerektiği"ne dikkat çekildiği-
"... Davacı vekili; dava konusu 3259 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının imar planında tamamının kamusal alanda kalması nedeniyle davalı ... Belediyesi tarafından kamulaştırma yapılmaksızın yıkıldığını ileri sürerek bina bedeline ilişkin olarak 19.470,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir..."
