Temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
1-Şikayet medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp, icra müdürlüğünün işlemine karşı yapılan takip hukukuna özgü bir kanun yoludur. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun davanın ihbarına ve davaya müdahaleye ilişkin 61 ve devamı maddeleri şikayet hakkında uygulanmaz. Şikayetin tarafı olmayan...’ın davacı sıfatıyla karar başlığında yer alması ona taraf sıfatı kazandıramayacağından hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Alacaklı tarafından borçlular ve murisleri hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçluların murislerinden intikal eden taşınmaz üzerindeki hisselerine 21.01.2014 tarihinde haciz konulduğu ve borçlulardan Hafize ve......tarafından 06.03.2014 tarihinde İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği,borçluların temyiz istemi ile Dairemizce işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, mahkemece yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği,karar tarihinden önce borçlu ...’ın 21.12.2019 tarihinde öldüğü, alacaklı tarafından temyizen kararın bozulmasının istendiği görülmektedir.
İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir.
Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra 21.12.2019 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir.
O halde, mahkemece şikayetçi borçlu ...’ın ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.