Dava, kurum zararına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, Türkiye Futbol Federasyonunda başkan vekili olan davalının eşi ve kızının yurt dışı uçak bileti bedelinin federasyon tarafından karşılandığını, ancak bu hususta yönetim kurulu kararı bulunmadığını, genel kurul tarafından bilinçli olmayan şekilde yapılan ibranın da davalıyı sorumluluktan kurtarmayacağını beyan ederek, yersiz bir şekilde federasyon tarafından karşılanan bu meblağın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, dava konusu harcamaların genel kurul tarafından ibra edildiğini belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, genel kurul tarafından yönetim kurulu ibra edilmiş ise de dava konusu harcamanın genel kurul üyelerinin bilgisine açık şekilde sunulmadığından yapılan ibranın geçerli olmadığı yönündeki bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un, Genel Kurulun Görevleri başlığı altındaki 6/a maddesinde "Türkiye Futbol Federasyonu faaliyet programını ve bütçesini onaylamak, gerektiğinde bütçe tadilleri yapmak için yönetim kurulunu ve başkanı ibra etmek" hükmü getirilmiştir.
Dosya kapsamından; Türkiye Futbol Federasyonu, 3813 sayılı Kanun ve ana statü gereği, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel kişiliğe sahip, özel bütçeli özerk bir kuruluştur. Kuruluşun en yetkili organı Genel Kuruldur. Başkan vekili olan davalının kızı ve eşinin yurt dışı uçak bileti 27/07/2002 tarihinde federasyon bütçesinden karşılanmış ise de; yukarıda açıklanan kanuni düzenleme uyarınca, Genel Kurul tarafından 01/06/2003 tarihli kararla 01/06/2002 ile 31/05/2003 tarihlerine ilişkin yönetim kurulunun ibra edildiği, dava konusu yapılan harcamanında genel kurulca “temsil gideri” kapsamında kabul edildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda Genel Kurul’un 01/06/2003 tarihli ibra kararı gereğince, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4. HD. 05.12.2017 T. E: 2016/5104, K: 7925