Tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23.03.2015 tarih, 2015/İHK.285 sayılı kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili başvuru dilekçesinde, müvekkillerinin murisi ile davalı arasında dört ayrı ... sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde kalp krizi neticesinde öldüğünü açıklayıp poliçe teminat bedelleri toplamı olan 237.733,25 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, başvuru sahibinin miras bırakanı ile Türk ... Bankası A.Ş. ile yapmış olduğu çeşitli tarihli kredi sözleşmeleriyle ilgili olarak banka aracılığı ile dört adet ... sigorta poliçesi düzenlendiğini, murisin sözleşmenin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne kasten uymadığından talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dain-i mürtehin sıfatına haiz TEB A.Ş.'nin davaya muvafakat etmediğini bildirdiği, bankanın güncel alacağının 169.719,05 TL olarak bildirildiği, muvafakat edilmeyen alacak kısmını aşan 68.014,20 TL'lik teminat bedeli yönünden yapılan incelemede, murisin poliçe tanzimi sırasında kasten beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve poliçe tanzimi sırasında bildirilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiş; anılan karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, dain-i mürtehin alacaklı TEB A.Ş. tarafından davaya muvafakat edilmediğinden başvurunun dava şartı eksikliğinden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile başvuru sahiplerinin başvurularının dava-başvuru şartı eksikliği nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, karar başvuru sahipleri davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, muris ile davalı arasında dört ayrı ... sigorta poliçesi düzenlendiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde vefatı nedeni ile poliçe teminat bedellerinin tahsilini talep etmiş, davalı vekili sigorta poliçelerinin dava dışı banka tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlendiğini, dava dışı bankanın poliçede dain-i mürtehin sıfatı bulunduğundan davacıların başvuru haklarının bulunmadığını savunmuş, Hakem Heyetince dain-i mürtehin sıfatına haiz bankadan başvuruya muvafakat edip etmediği sorulmuş, dava dışı banka ise yazı cevabında açıkça başvuruya muvafakat etmediğini bildirmiş, bunu üzerine Hakem Heyetince başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
Muris ile davalı arasında düzenlenen ... sigorta poliçelerinde kredi veren banka lehine dain mürtehin kaydının yer alması taraflar arasında kararlaştırılabilir. Bu durumda rizikonun gerçekleşmesi/sigortalının ölümü halinde poliçeden doğan alacak hakkı rehin alacaklısına aittir. Bu nedenle sigortalının mirasçılarının talep ettiği tazminat, dain-i mürtehinin muvafakati olmadan ödenemez. Bu nedenle sigortalı/mirasçıları tarafından açılacak davalarda dain mürtehin hakkına haiz bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunmaktadır. Ancak rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunsa da her hak gibi bu hakkın da Türk Medeni Kanunun (TMK) 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gereklidir.
Dain mürtehin sıfatına haiz banka ile sigorta ettirenin aynı olduğu ayrıca davalı ile dain mürtehin banka arasında ortaklık bulunduğu (dosya kapsamından anlaşılmakla) gözetildiğinde rehin alacaklı bankanın davaya muvafakat etmemesinin geçerli olup olmadığının öncelikle TMK 2. maddesi çerçevesinde tartışılması gereklidir.
Davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen 21025293 sertifika nolu “Güvenli ... Sigortası Katılım Sertifikası”nın incelenmesinde; sigortacının ... Emeklilik A.Ş. olduğu, sigortalının ..., Sigortacının ... Sigorta A.Ş., sigorta ettirenin Türk... Bankası A.Ş., Dain-i Mürtehinin ise TEB A.Ş. Gönen olduğu, poliçenin düzenlenme tarihinin 22.10.2013, teminat bedelinin 85.000,00 TL olduğu; yine davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen 21007837 sertifika nolu “Güvenli ... Sigortası Katılım Sertifikası”nın incelenmesinde; sigortacının ... Emeklilik A.Ş. olduğu, sigortalının ..., sigortacının ... Sigorta A.Ş., sigorta ettirenin Türk ... Bankası A.Ş., Dain Mürtehinin ise TEB A.Ş. Gönen olduğu, poliçenin düzenlenme tarihinin 07.10.2013, teminat bedelinin 90.000,00 TL olduğu; yine davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen 20749415 sertifika nolu “Güvenli ... Sigortası Katılım Sertifikası”nın incelenmesinde; sigortacının ... Emeklilik A.Ş. olduğu, sigortalının ..., sigortacının ... Sigorta A.Ş., sigorta ettirenin Türk ... Bankası A.Ş., Dain Mürtehinin ise TEB A.Ş. Gönen olduğu, poliçenin düzenlenme tarihinin 27.03.2013, teminat bedelinin 45.000,00 TL olduğu; yine davacıların murisi ile davalı arasında düzenlenen 20854693 sertifika nolu “Yıllık Yenilemeli Kredi Koruma ... Sigortası Katılım Sertifikası”nın incelenmesinde; sigortacının ... Emeklilik A.Ş. olduğu, sigortalının ..., sigortacının ... Sigorta A.Ş., sigorta ettirenin Türk ... Bankası A.Ş., Dain Mürtehinin ise TEB A.Ş. Gönen olduğu, poliçenin düzenlenme tarihinin 14.06.2013, teminat bedelinin 17.733,25 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Hakem heyetince, dain mürtehin sıfatına haiz bankadan davaya muvafakat edip etmediği sorulmuş, TEB BNP Baripas Ortaklığı, 15.09.2014 tarihli cevabi yazısında; bankanın yasal takip borçlusu ... talebine muvafakatlerinin bulunmadığını, belgeli şube masrafları ile vekalet ücreti hariç 15.09.2014 tarihi itibari ile güncel alacağın 169.719,05 TL olduğunu bildirmiş, borç tutarına ilişkin yazı cevabına eklenen belgede; ana para tutarının 145.178,38 TL olduğu, nakdi krediler tutarının 159.789,05 TL olduğu, 9 yaprak 9.930,00 TL çek toplamı ve masraflar olmak üzere genel toplamın 169.719,05 TL olduğu, icra vekalet ücretinin toplam borca dahil olmadığı, belirtilmiştir.
Dosyanın temyiz incelemesi aşamasında ilgili bankadan, murisin tek bir kredi mi yoksa çeşitli krediler mi kullandığının, kullanılan kredilerin kaç TL olduğunun, ödenen ve ödenmeyen miktarların bildirilmesi istenilmiş, banka tarafından verilen cevabi yazıda; murisin 28.02.2013 tarihinde 20.000,00 TL tutarlı kredi kullandığı, bu kredinin 16 taksitinin ödendiği, 8 taksitinin ödenmediği, taksit tutarlarının 931,29 TL olduğu, son taksit tarihinin 02.03.2015 olduğu bildirilmiştir.
Kredi borcu ödenmemiş olması halinde sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya aittir. Ancak kredi borcunun bir kısmı ödenmiş ise ödenen miktar kadar tazminat talep etme hakkı mirasçılara, kredinin ödenmeyen kısmi yönünden talep hakkı yine bankaya aittir. Diğer bir ifade ile; kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına ihtiyaç bulunmamaktadır.
Hangi borç sebebi ile bankaya rehin hakkı verilmiş ise bu borcun ödenip ödenmediği muvafakatin tespitinde önemli yer tutmaktadır.
Dosya kapsamından davaya konu ... sigorta poliçelerinin neye istinaden düzenlendiği, çekilen krediler kapsamında mı yoksa başka sebepler ile mi düzenlendiği, kredi tutarlarının miktarlarının ne kadar olduğu anlaşılamamaktadır. İtiraz Hakem Heyetince her bir poliçenin borç kaynağı araştırılmadığı gibi, yazı cevabı ekinde sunulan belgede borcun takibe intikal ettiğinin bildirilmesi ve borç sebebi olarak kredi ve çek yaprakları bildirilmesi karşısında poliçelerin düzenlenmesine esas borçların ne kadarının ödendiği, ne kadar borcun kaldığı, kalan borç için icra takibi başlatılıp başlatılmadığı da araştırılmamıştır. Diğer yandan; TEB BNP Baripas Ortaklığı, 15.09.2014 tarihli cevabi yazısında 15.09.2014 tarihi itibari ile güncel alacağın 169.719,05 TL olduğunu bildirmiş, 06.08.2019 tarihli yazı cevabında ise murisin bankadan kullandığı kredi tutarının 20.000,00 TL olduğunu, 931,29 TL'lik 8 taksitin ödenmediğini bildirmesi karşısında da borç miktarları ve borcun kaynağı konusundaki çelişkilerin giderilmesi de hasıl olmuştur.
Yukarıda da değinildiği üzere, poliçelere esas kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına ihtiyaç bulunmadığı gibi, kalan kredi borcu için icra takibine girişilmiş olması durumunda dava dışı rehin alacaklının muvafakatinin sorulmasına da gerek bulunmadığı gözetildiğinde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Buna göre Hakem Heyetince öncelikle; dain mürtehin sıfatına haiz bankanın davalı ile aynı ortaklık içinde yer aldığı, sigorta ettiren ile aynı tüzel kişilik olduğu gözetildiğinde davaya muvafakat etmemesinin geçerli olup olmadığının TMK 2. maddesi çerçevesinde tartışılması, ondan sonra rehne konu borcun kaynağının araştırılması bakımından rehin ve poliçelere konu banka işlemlerinin getirilmesi, bu rehin kaydına göre murisin ne kadar borcunun kaldığının tespiti, temyiz aşamasında sunulan kredi geri ödeme planına göre de murisin bankaya olan kredi borcunun son taksinin karar tarihinden önce yani 02.03.2015 olduğu gözetildiğinde yargılama sırasında bitip bitmediği araştırılması, dain-i mürtehinin davaya muvafakatinin ya da kredi borcunun ödenmesine ilişkin hususun, sonradan tamamlanabilir dava şartı olduğu da gözetilerek rehne konu borç yönünden icra takibi başlatılıp başlatılmadığının, borcun tamamının ödenip ödenmediğinin araştırılması ondan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru sahipleri davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.