Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/37 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takip dosyasında davacıya, A. inşaat firmasının hak ve alacaklarının haczi için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, sonrasında sırasıyla 89/2 ve 39/3 ihbarnameleri gönderildiğini, icra dosyasındaki borçlu şirket ile müvekkili şirket arasındaki iş ortaklığına ilişkin 02.04.2015 tarihli sözleşmenin 3. maddesine göre iş ortaklığının faaliyet konusunun ''S. Bakımevi Sahasma 7600 Ton Kapasiteli Sabit Asfalt Tankları ve Müştemilat Binaları ile 60 Tonluk Kantar Yapımı" işi ile sınırlı olduğunu, müvekkili firma yetkilisinin ihbarnamelerden haberdar olmaması nedeniyle süresinde itiraz edemediğini ileri sürerek, davacının dava dışı takip borçlusuna borçlu olmadığının tespiti ile üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
Devamı için tıklayınız…
Menfi tespit- Haciz ihbarnamesi-
Dava dışı şirket hakkında başlatılan icra takibi ile ilgili olarak davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilemediğinden bahisle davacının takip borçlusuna borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinin 6. maddesinin (b) bendinde “Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ... duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesine yer verilmiş olup, istinaf mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildikten sonra yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm kurulması mezkur maddede sayılan ihtimallerle çelişki oluşturduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozulması gerektiği-