Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte borçlu vekili; marka hakkına tecavüz nedeniyle verilen kararın kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK'nun geçici 3. maddesinin atfı ile uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK'nun 367/2.) maddesine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemezler. Anılan maddede belirtilen hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "Kişiler Hukuku" ve "Aile Hukuku" kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların fer'i niteliğindeki hükümlerdir. Bu nitelikteki kararların kesinleşmeden takibe konulamayacağı yönündeki şikayetlerde kamu düzeni nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesince değerlendirilmelidir.
Takip dayanağı ilamda marka hakkına tecavüzün tespiti ve menine, davalı tarafından markasal olarak kullanılması ve internet üzerinden tanıtım yapmasının engellenmesine ve men'ine, maddi-manevi tazminatların davalıdan alınmasına ve davalı tarafından kullanılan markanın iptaline, TPE kayıtlarından terkin edilmesine karar verilmiştir.
Bu haliyle ilam şahsın hukukuna ilişkin olduğundan kesinleşmeden takip yapılamayacağı yönündeki şikayetin süreye tabi olmaksızın incelenmesi gerekir. Şikayetin süresinde bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
8. HD. 15.06.2017 T. E: 2015/7812, K: 9171