Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 20/10/2011 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının kira bedellerini ödemediğini, bu nedenle başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kiralananın iskan raporunun 01/10/2012 tarihinde aldığını, sözleşmenin 10. maddesinde kira başlangıç tarihinin iskan raporunun alındığı tarih olduğunun kararlaştırıldığını, iskan raporu alındıktan sonra kira bedellerinin davacıya düzenli olarak ödendiğini, müvekkilinin borcunun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı kiracının, kiralananın anahtarını 13/02/2013 tarihli düzenleme şeklinde emanet teslim tutanağı ile notere teslim ettiği, anahtarın notere teslim edildiğine dair ihtarnamenin ise davacı kiraya verene 14/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kiralananın hukuken 14/02/2013 tarihinde tahliye edildiğinin kabul edilmesi gerektiğinden, bu tarihe kadar olan kira alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Davaya dayanak yapılan 20/10/2011 başlangıç tarihli, 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili, 06/03/2013 tarihinde başlattığı icra takibinde, Kasım 2011- Eylül 2012 dönemi için, aylık 5.000 TL'den, 11 aylık kira alacağı ile 06/02/2013-20/02/2012 dönemi için 15 günlük kira alacağı 2.500 TL olmak üzere toplam 57.500 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Kira sözleşmesinin 10. maddesinde "Kira başlangıç tarihine kadar iskan raporu alınacaktır. İskan raporu kira başlangıç tarihine kadar alınamazsa kira başlangıç tarihi iskan raporunun alındığı tarih olacaktır. " düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yapı kullanım izin belgesinin alındığı 01/10/2012 tarihine kadar, kiracının kira bedeli ödemesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Mahkemece, davalının, kiralananda fiili olarak faaliyete başladığı 07/03/2012 tarihinden itibaren kira bedeli ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kira sözleşmesinin düzenlenmesi ile kiralananın, kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle davalı kiracının 20/10/2011 tarihinden itibaren kira bedellerini ödemesi gerekir. Kira sözleşmesinin 10. maddesinde kararlaştırılan düzenleme, kira süresini belirlemeye yöneliktir. Yani, kira süresi, yapı kullanım izin belgesinin alındığı tarihten itibaren başlayacak ve sözleşmesinin sona erme tarihi buna göre belirlenecektir. Söz konusu düzenleme davalının kira ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Bu doğrultuda değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
6. HD. 27.12.2016 T. E: 2015/11300, K: 7877
Tam metni için tıklayınız.