Şahıs adına kadastro tespiti- Hak düşürücü süre

Şahıs adına kadastro tespiti yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali talebiyle açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine ilişkin karar bozma kararı kapsamı dışında kalmış ise de hak düşürücü sürenin dayanağını oluşturan yasal düzenleme eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.06.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK’da belirtildiği gibi maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya uygulanması zorunlu olup davalı yararına oluşmuş bir usulî kazanılmış haktan bahsedilmesinin mümkün olmadığı-

II. UYUŞMAZLIK

14. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ilk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen ilk kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesince sadece yargılama giderlerine hasren bozulması karşısında, bozma kararına uyulmak suretiyle verilen kararın davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı, buradan varılacak sonuca göre 25.02.2009 tarihli ve 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen cümlenin ve 3. maddesiyle 3402 sayılı Kanunu’na eklenen Geçici 10. maddenin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ilişkin olarak verilen Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararının eldeki davada uygulanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Devamı için tıklayınız…