Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kazanın sigortalının işletme faaliyeti kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediği ve davalı sigorta şirketinin üçüncü şahıs mali mesuliyet ve mamul sorumluluğu sigorta poliçesi uyarınca sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü yönünden öncelikle “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Ve Mamul Sorumluluğu Sigorta Poliçesi Genel Şartları” ve poliçede taraflarca kabul edilen özel şartlar değerlendirilmelidir.
“Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul Sorumluluğu Sigorta Poliçesi Genel Şartları” nın 1. maddesi “İşbu poliçe sigortalıyı, sigortanın mer'iyet müddeti esnasında vukua gelecek bir hadise neticesinde,
a) Üçüncü şahısların ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin muhtel olması,
b) Üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebi ile, poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı, Türkiye Cumhuriyetinin hukuki mes'uliyete müteallik mevzuatı hükümleri dairesinde ve işbu poliçede tesbit olunan meblağlara kadar temin eder.
İşbu poliçe, sigortalıyı haklı taleplere karşı olduğu gibi yersiz ve aşırı taleplere karşı da korur.” ifadesine yer vermiş iken, 2. maddesi ise“ Sigortalının bir hükmi şahıs olması halinde sigorta, sigortalıya ait organların mükellef bulundukları vazifeleri ifa dolayısı ile üçüncü şahıslara iras edecekleri zarar ve ziyandan doğan mali mes'uliyete de şamildir. ”hükmüne yer vermiştir.
Öte yandan, 3. maddenin 8/b bendinde, sigortalı veya müstahdemleri veyahut sigortalı hesabına hareket eden kimseler tarafından imal veya teslim edilen veya işlenen şeylerde veya bu şeylerle fonksiyonel rabıtası olan teknik cihaz veya tesislerde, işin veya teslimatın kusurlu ve ayıplı olması dolayısıyla meydana gelen zarar ve ziyandan doğan taleplerin teminat dışında olduğu belirtilmiştir.
Davalı G.. Sigorta A.Ş. ile davalı S... Business Services Sistem Hizmetleri A.Ş. arasında akdedilen sigorta sözleşmesine gelindiğinde ise; poliçenin Genel Şartlar’ın uygulanabilir hükümleri ve belirlenen özel şartlar dahilinde düzenlendiği belirtildikten sonra “Sigortanın Konusu ve Kapsamı” başlıklı 1.maddesinde; sigortalının tüm işletme faaliyetleri esnasında meydana gelebilecek kazalar ve/veya poliçe genel şartlarının 3. Maddesi 8-b bendi hilafına adı geçen mamullerin imal ve dağıtımının kusurlu ve ayıplı olması sebebiyle üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek bedeni (ölümlü, ölümsüz) ve maddi zarar ve ziyan taleplerinin neticelerinin poliçe ile yazılı meblağa kadar temin edileceği belirtilmiş, 5. maddede ise poliçenin ABD ve Kanada hariç tüm dünyada geçerli olduğuna karar verilmiştir. “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul Sorumluluk Sigortası Genel Şartları” ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine yer verildikten sonra her üç sigortada da sigortacı konumunda olan davalının Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk ve Mamul Sorumluluğu Sigortası bakımından da sorumluluğunun bulunup bulunmadığı yönündeki tartışmanın çözümü bakımından işletme faaliyetinin tanımı ve kapsamı hakkında da bir kısım açıklamalarda bulunmakta da yarar vardır.
Genel açıdan işletme faaliyeti piyasa için mal ve/veya hizmet üreten işletmelerin yapacakları işlevlerdir. İşletme faaliyeti işletmenin fiziki sınırları içinde yapılan işlevlerden ibaret de değildir. Üretim, pazarlama ve hizmet fonksiyonunu üstlenen işletmelerin bu fonksiyonu, destekleyici ve kolaylaştırıcı işlemleri de işletme faaliyeti kapsamındadır. Örneğin bir mal veya hizmetin üretilmesi bir işletme faaliyeti iken, üretilen hizmetin bir başka kişiye, tüketiciye sunulması da başka bir hizmet faaliyetidir. Nitekim eldeki davada, davalılardan S... Business Servis Hizmetleri A.Ş. hizmet alanında (Bilişim Sektörü’nde) faaliyet gösteren bir şirkettir. Bu husus şirketin unvanından da anlaşılabilmektedir.
Somut olayda da kaza, davalının çalışanı olan sürücü desteğin şirkete ait servis hizmetini yerine getirirken meydana gelmiştir. Belirtildiği gibi servis hizmeti de bir tür destekleyici işletme faaliyetidir. Söz konusu işletmesel faaliyetin doğası gereği işletme sınırları içinde yapılması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Öte yandan taraflar arasında düzenlenen poliçede de her türlü işletme faaliyetinin teminat kapsamı içinde olduğu hususu vurgulanmış, trafik kazalarından doğan zararlarında teminat dışı bırakıldığı gibi bir özel şarta da yer verilmemiştir. Söz konusu teminatlar da işletmenin sınırları içinde doğacak zararlarla da sınırlandırılmamıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı G.. Sigorta A.Ş.’nin “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul sorumluluk Sigortası” bakımından da sorumludur. Mahkemece bu yönde verilen karar doğrudur.
Hukuk Genel Kurulunca yapılan görüşmeler sırasında poliçenin Genel Şartlar’a göre amacının, mamullerin imal dağıtımının kusurlu ve ayıplı olması sebebiyle üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek bedeni (ölümlü- ölümsüz) ve maddi zarar ve ziyan talepleri olduğu, Genel Şartlar’ın 4. maddesine göre “… Motorlu nakil vasıtalariyle römorkların, motorlu bisikletlerin ve her nev'i hava nakil vasıtalarının kondüktörleri, zilyetleri (detenteur) veya sahiplerine karşı ileri sürülen mutalebeler..” in teminat kapsamı dışında bırakıldığı, somut olaydaki trafik kazasının işletme faaliyeti kapsamında olmadığı gibi Genel Şartlar uyarınca da talebin teminat kapsamı dışında kaldığı yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin kazanın, sigortalının işletme faaliyeti kapsamında gerçekleştiği ve davalı sigorta şirketinin “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul sorumluluk Sigortası” yönünden de sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle verdiği direnme kararı yerindedir.
HGK. 11.04.2018 T. E: 17-38, K: 772
Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın