İhtiyati haciz talep eden vekili; müvekkili ile borçlu arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkiline borçlu tarafından 17.000,00 TL meblağlı çek verildiğini, çekin keşide tarihinin henüz gelmediğini ancak borçlunun faaliyet konusu işyerini kapatarak kaçma hazırlığında olduğunu ileri sürerek çek bedelinin tahsili için borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/8 maddesi gereğince ileri düzenleme tarihli çeklerle ilgili olarak ibraz süresinden önce hukuki takip yapılamayacağı ayrıca borçlunun mal kaçırdığına dair somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir.
Talep, çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece çekin keşide tarihinin henüz gelmediği ve bankaya ibraz edilip karşılıksızdır işlemi yapılmadığı için talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, ihtiyati haciz bir icra takip işlemi olmadığından Çek Kanunu'nun 3/8. maddesi uygulanamayacaktır. Bu durumda İİK'nın 257. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda da, ihtiyati hacze konu çeki keşide eden borçlunun belirtilen adresindeki ticari işletmesini kapattığı ve faaliyet göstermediği, ayrıca dosyada mevcut tebligat parçasında adresin kapalı olduğu ve borçlunun tanınmadığı tespit edilmiş olup, İİK'nın 257/2. maddesindeki şartların oluştuğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
11. HD. 19..09.2016 T. E: : 8656, K: 7341