Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin kömür satış işiyle uğraşan tacir olduğunu ve davalı şirket ile "N.... Emekli Dağıtım Sözleşmesi" imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin davalıya teminat olarak 10.000 USD bedelli bir bono verdiğini ve kendisine ait bağımsız bölümde davalı lehine 70.000,00TL'lik ipotek tanıdığını, aralarında yapılan alışverişte davalının vermeyi taahhüt ettiği malı teslim etmemesine rağmen müvekkilinin aralarındaki güvene binaen ödemesini, davaya konu Yapı ve Kredi Bankası'na ait 7 adet çek vasıtasıyla yaptığını, yine müvekkilinin davalıdan 500 ton Güney Afrika ithal kömürü aldığını, karşılığı olan 115.000,00TL'yi yine çekler ile davalıya ödediğini, ancak davalı tarafından kömürün teslim edilmediğini ileri sürerek ipoteğin fekki ile çekler ve senet için borçlu olmadığının tespitine ve ödediği kömür bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı ile müvekkili arasında iddia edildiği gibi bir bayilik sözleşmesi yapılmadığını, aralarında sadece kömür satım anlaşması olduğunu, davacının müvekkiline borcu bulunduğunu, bu durumu noter ihtarı ile davacıya bildirdiklerini, davacının tüm uyarılara rağmen borcunu ödemediğini, müvekkilinin elinde herhangi bir kıymetli evrak bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen 500 tonluk kömür bedelinin müvekkiline ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya teminat olarak 10.000 USD bedelli bir bono verdiği ve kendisine ait olan taşınmazda davalı lehine ipotek tanıdığı, davacının davalıdan 500 ton Güney Afrika ithal kömürü aldığı, karşılığı olan 115.000,00TL'yi çekler ile davalıya ödediği ancak bu güne kadar davalı tarafından kömürün teslim edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu çekler ve davacı tarafından davalı şirkete verilen 10.000 USD bedelli kambiyo senedinden dolayı davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 500 ton Güney Afrika ithal kömürünün dava tarihi itibariyle değerine karşılık gelen 212.500,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine ve davaya konu davalı lehine tesis edilen taşınmaz ipoteğinin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava taraflar arasındaki kömür satış anlaşmasından kaynaklanmaktadır. Davacı bu anlaşma uyarınca davalıya kömür vermesi karşılığında teminat senedi, 7 adet çek, nakit para ve ipotek verdiğini, fakat kendisine kömür teslim edilmediğini iddia ederek alacak, menfi tespit ve ipoteğin fekki isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddini savunmuştur. Davacı dava açarken münhasıran davalının defterlerine dayandığını dava dilekçesinde belirtmemiştir.
Davacının HMK 222/5 maddesinde belirtilen haktan yararlanabilmesi için bu isteğini dava açılırken bildirmesi gerekir. Yargılama sırasında bu yönde beyanda bulunması münhasıran karşı tarafın defterlerine dayanıldığının kabulünü gerektirmez. Davacı kural olarak ididasını kanıtlamak zorundadır. Mahkemece davacının delilleri toplanıp davalı tarafından tanık dinlenmesine rıza gösterilmediği de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
19. HD. 01.06.2017 T. E: 2016/19259, K: 4476
Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın.