Davacı vekili, davalının takibi sırasında açılan tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati haczin, davanın kabulüyle kesin hacze dönüştüğünü, bu tarihten itibaren kanunda belirtilen sürelerde satış talep edilmediğinden davalının haczinin düştüğünü, ayrıca borçludan gerçek bir alacağı bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaliyle sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, süresinde satış talebinde bulunduklarını ancak, birinci ve ikinci ihalede alıcı çıkmadığından satış talebinin düştüğünü, bundan sonra satış isteme süresinin yeniden başladığını, taşınmazın devrinden sonra tesis edilen ipoteğe konu alacağın, tasarrufun iptali davası davacısının alacağına bir önceliği bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir...