Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan .... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye ... A.Ş. İl Müdürlüğünde değişik alt işverenler bünyesinde 06.12.2014 - 30.04.2011 şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın husumetten reddine, değer davalı .... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir.
Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 6 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 6 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davanın belirsiz alacak davası mı, kısmi dava mı olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek 5.005,31 TL kıdem tazminatı, 1.200,50 TL ihbar tazminatı, 1.700,00 TL yıllık izin ücreti, 20,00 TL fazla çalışma ücreti, 100,00 TL resmi tatil çalışma ücreti ile 100,00 TL asgari geçim indirimi alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilirkişi raporunun sunulmasından sonra ise talep artırım dilekçesi sunarak 1.708,00 TL yıllık izin ücreti ile 1.255,00 TL ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Mahkemece, dava belirsiz alacak davası olarak nitelenmek suretiyle hükmedilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde davanın “belirsiz alacak davası” olduğuna yönelik herhangi bir ifade yer almamaktadır. Davanın kısmi dava olduğu açık olup, davanın türünün artırım dilekçesi ile değiştirilmesi de olanaklı değildir. Hal böyle olunca, (kıdem tazminatı dışında) hükmedilen alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması bir başka isabetsiz yöndür. Davanın kısmi dava olarak kabulü ile bu dava türüne uygun şekilde yargılama yapılarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılarak belirsiz alacak davası şeklinde sonuçlandırılması yerinde değildir. Temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. HD. 2.06.2020 T. 28968/5410