a-) Davaya konu olayda; davacıya ait araca kaçak şeker taşıdığı iddiasıyla 04/11/2004 tarihinde el konulmuş, açılan kamu davasında aracın teminat karşılığı sahibine iadesine karar verilmiş, araç 14/01/2005 tarihinde iade edilmiştir. ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/119 esas ve 2007/538 karar sayılı ilamıyla da sanığın beraatine ve el konulan şekerin ve araç için yatırılan teminatın sanığa iadesine karar verilmiş, kararın katılan idare vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 21/10/2010 gün, 2018/8545 esas ve 2010/15443 sayılı ilamı ile "davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına" karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; maddi tazminata esas kalemlerden birini de davacının 4926 sayılı yasaya muhalefetten yargılandığı ceza dosyasında vekiline ödemiş olduğu vekalet ücretinin oluşturduğu anlaşılmaktadır. Ceza yargılamasında vekil ile temsil edildiği dosyada, vekalet ücretine ceza mahkemesinde yargılama gideri kapsamında karar verilebilir ve davacı tarafından ceza dosyasından istenmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden davacının avukatına vermiş olduğu ücretin maddi tazminat olarak ödetilmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b-) Davacının nakliyecilikte kullandığı aracına el konulması nedeniyle zarar hesabı yapılırken, bu süreçte her gün istisnasız taşımacılık yapıldığı kabul edilerek aracın muhafaza altında kaldığı hergün için kazanç kaybı hesaplanması hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu nedenle uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken kazanç kaybına yönelik tazminat kaleminin tümden kabulü doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
4. HD.nin 13.11.2017 tarihli kararı görüntülemek için tıklayın.