Davacı işçilik alacaklarına ilişkin davasını belirsiz alacak davası olarak açmış olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre talep arttırımı yoluna gittiğinden ve "talep arttırımı" ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle arttırılan talebin dikkate alınmamasının hatalı olduğu-
"...Davacı davasını belirsiz alacak davası olarak açmış ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre talep arttırımı yoluna gitmiştir. Talep arttırımı ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle arttırılan talebin dikkate alınmaması da hatalı olmuştur.
Fazla mesai alacağının hesaplama tanık beyanına dayandığından makul oranda takdiri indirimle hüküm altına alınması gerekir.
Kabule göre de davacının fazla mesai yönünden dava dilekçesindeki ilk talebi 10.000.00 TL olmasına rağmen 1.000.00 TL kabul edilerek hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur...."
22. HD. 29.05.2018 T. 3787/13341
*
Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 107 uyarınca, belirsiz alacak davasının açılabileceğinin kabul edilmiş olduğu- Davacı vekili, dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi ile 10.000 TL katılma alacağının tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini istemiş ve sonra davacı vekili harcını yatırmak suretiyle sunduğu dilekçede, 65.565 TL katılma alacağının tahsilini istemiş olup mahkemece bu dilekçenin "ıslah dilekçesi" olduğu kabul edilmişse de, dava tarihi itibariyle dava belirsiz alacak davası olduğundan, bu dilekçenin "ıslah" dilekçesi değil, "talep belirleme" dilekçesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Mahkemece "bozmadan sonra ıslah yasağının bulunduğu gerekçesiyle davacının katılma alacağının dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak kısmen kabulü ile katılma alacağının tahsiline" karar verilmesinin dosya kapsamına uygun düşmediği-
"...Mahkemece, her ne kadar davacı vekili ek rapor doğrultusunda davanın ıslahı talepli 19.06.2017 tarihli dilekçesini sunmuş ise de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı ilamı ile bozmadan sonra ıslah yasağının bulunduğu gerekçesiyle davacının katılma alacağının dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak kısmen kabulü ile 10.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itbaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin olup, 08.11.2012 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesi " Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir..." hükmü ile belirsiz alacak davası düzenlenmiştir.
Davanın açıldığı 08.11.2012 tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüktedir. Belirsiz alacak davası, yukarıda belirtildiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle kabul edilmiştir. Bu durumda eldeki davanın açıldığı tarihte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükte olduğuna göre, belirsiz alacak davası ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekir. Davacı vekili, dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi ile 10.000 TL katılma alacağının tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Daha sonra davacı vekili 19.06.2017 tarihinde harcını yatırmak suretiyle sunduğu dilekçede, 65.565 TL katılma alacağının tahsilini istemiştir. Mahkemece 19.06.2017 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olduğu kabul edilmişse de, dava tarihi itibariyle dava belirsiz alacak davası olduğundan, 19.06.2017 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi değil, talep belirleme dilekçesi olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle usul ve kanuna aykırı bir şekilde, verilen dilekçenin ıslah dilekçesi olduğu kabulünden hareketle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.."
*
"Belirsiz alacak davası" niteliğinde açılmayan davada; "bozmadan sonra ıslah" suretiyle talep sonucunun arttırılmasının mümkün olmadığı, fazlaya dair hakların ek dava açılmak suretiyle istenmesi gerektiği-
"...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı idare vekilinin aşağıdaki bent haricinde kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde görülmemiştir. Şöyle ki;
Belirsiz alacak davası niteliğinde açılmayan davada;
6100 sayılı HMK'nun 177 ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih 2015/1 esas sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Fazlaya dair hakların ek dava açılmak suretiyle istenmesi gerekir.
Bu itibarla bozma ilamı öncesi dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, bozma sonrası yapılan ıslah dilekçesindeki talep nazara alınarak fazlaya karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir...."