".....Davacı Turgay vekili, evlilik birliği içinde davalı adına iki adet taşınmaz edinildiğini açıklayarak, taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının yarı oranda iptali ile davacı adına tescilini, bu talep mümkün olmadığı takdirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılamanın üçüncü celsesinde taleplerinin 5.000,00 TL olan kısmının Bakırköy'deki, kalan 5.000,00 TL kısmının Edremit'teki taşınmaza yönelik olduğunu açıklamıştır. Harcını yatırmak suretiyle sundukları 03.11.2016 tarihli dilekçeyle talep miktarı Edremit'teki taşınmaz yönünden 58.750,00 TL'ye arttırılmıştır.
Davalı Nilgün... vekili, taşınmazların davalının ailesinden kalan miras ile edinildiğini, davacının hiç bir katkısının olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davacının taşınmazların 1/2 hisselerinin iptali ile adına tesciline dair talebin reddine, katılma alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile Edremit ilçesindeki 749 nolu parsele ilişkin 58.750,00 TL alacağın karar tarihinden itbaren yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm reddedilen Bakırköy'deki taşınmaz yönünden davacı vekili ve kabul edilen Edremit'teki taşınmaz yönünden davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi'nce, davacı vekilinin istinaf talebinin Bakırköy'de bulunan taşınmaza yönelik olarak kabulüne, bağımsız bölüme yapılan tadilat ve iyileştirme nedeniyle oluşan değer farkının belirlenerek yarısına hükmedilmesi, gereği için kararın bu yönden kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin istinaf talebinin ise reddine karar verilmiştir. Davalı vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun duruşma yapılmadan verilecek kararları düzenleyen 353/1-a.6 maddesinde, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
HMK'nin 353/1-b.2 maddesinde yer alan “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,” şeklindeki düzenleme uyarınca, mahkemece ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin hatalı veya yeterli bulunmaması halinde, mutlaka ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılıp, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden hüküm fıkrasının oluşturulması zorunludur.
Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek eksik inceleme sebebi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine HMK 353/1-a.6 maddesi uyarınca karar verildiği görülmektedir. Davalı vekilinin istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin 353 vd. maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken, diğer yandan aynı zamanda vakıa incelemesi yapan mahkemelerdir. Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemelerince yapılan vakıa incelemesini yerinde bulmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararını bütünüyle kaldırması ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde kendisinin yeni bir hüküm kurması gerekir. Bölge adliye mahkemesince bu şekilde kısmen kaldırma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
İş bu dosyada, davacı taraf Bakırköy'deki taşınmaza yönelikte alacak isteğinde bulunmuş olup dayanak tapu senedi dava dosyası içinde bulunmaktadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tadadi olarak değil tahdidi olarak sayılmıştır. Kanun'da sayılan geri gönderme sebepleri arasında "Delillerin eksik toplanması" bulunmamakta olup "delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" vardır. Az yukarıda da açıklandığı üzere İlk Derece Mahkemesince tarafların gösterdikleri deliller toplandığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/l-a.6 maddesi uyarınca eksik hususların ikmali için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, eksik delillerin toplanması konusunda özellikle HMK’nin 353, 354 ve 373. maddeleri ele alındığında da, kanundaki düzenleme karşısında Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda Bakırköy'deki taşınmaza yönelik eksik delillerin Bölge Adliye Mahkemesince toplanması ve sonucuna göre hem Bakırköy'deki hem Edremit'teki taşınmazı kapsayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, kararın kısmen kaldırılması ve yargılamanın eksiklikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine şeklinde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul hükümlerine aykırı olması nedeniyle öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir....."
8. HD. 14.05.2019 T. 15528/4995