Davacı-karşı davalı kadın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1), davalı-karşı davacı erkek ise terk (TMK m. 164) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmişler, mahkemece “terk ihtarında davacı-karşı davalı kadının eve dönmesi halinde eve girebilmesi için gerekli olan anahtarı nerede bulabileceğine ilişkin hüküm bulunmaması sebebiyle şekil şartlarına uymayan terk nedeniyle boşanma davasının reddine" tarafların karşılıklı olarak hakaret ettikleri gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine göre boşanmalarına karar verilmiştir.
Toplanan delillerden; davacı-karşı davalı kadının 17.03.2014 tarihinde ortak konuttan ayrıldığı, davalı-karşı davacı erkeğin 29.09.2014 tarihinde terk ihtarı talebinde bulunduğu, ihtar kendisine tebliğ edilen davacı-karşı davalı kadının 19.02.2015 tarihinde ihtara cevap verdiği, terk sebebine dayalı davanın 23.06.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Terk sebebine dayanan boşanma davasının reddedilebilmesi için usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen ihtar edilen eşin haklı bir sebeple aile birliğine dönmediğinin gerçekleşmesi gerekir.
Mahkemece, "terk ihtarında ortak konutun anahtarının yerinin belirtilmemesi" sebebiyle davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de, davacı- karşı davalı kadın terk ihtarına verdiği cevapta evin anahtarının kendisinde bulunmadığını ya da ortak konuta döndüğünü ancak eve giremediğini iddia etmemiştir. Davacı-karşı davalı kadın ihtara rağmen dönmemekte haklı olduğunu ispatlayamamıştır. Erkeğin ihtar isteğinin samimi olmadığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır. O halde, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleştiği gözetilerek erkeğin boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2. HD. 24.01.2017 T. E: 2016/7469, K: 761
Tam metni için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.