Davacı vekili, müvekkilinin murisi olan S. Y. 'ın sağlığında kullandığı kredinin teminatı olarak davalı şirket nezdinde hayat sigortası yaptırdığını, ölüm olayı üzerine ise 21.000,00-TL tazminatın ödenmesi için davalı şirkete müracaat edilmesine rağmen davalının sözleşmeden cayma hakkını kullandığını belirterek sigorta tazminatını ödemediğini, oysa rizikonun gerçekleşmesinden sonra cayma hakkının kullanılamayacağından bahisle 21.000,00-TL sigorta tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçe lehdarının dava dışı A. A.Ş. olması nedeni ile davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ; esasa ilişkin ise, 30.08.2012 tarihinde ölen sigortalı S. Y. ile 21.03.2012 tarihinde hayat sigorta poliçesi yapıldığını, bu sırada sigortalının hastalık geçirmediğini belirtip sözleşmeyi imzaladığını, dolayısıyla hastalıklarını bildirmediğinden davacının cayma hakkının bulunduğunu ve cayma hakkınında süresinde yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulü ile 21.000,00-TL sigorta tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Tam metni için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.