"...Davacı, davalılardan Mustafa..'ın avukat olduğunu, diğer davalıların davacı asilin de pay sahibi olduğu taşınmazın malikleri bulunduklarını, bu taşınmazın diğer hisslerini de satın almak isteyen davalının satış yetkisine sahip olduğunu öğrendiği davalı Mustafa.. ile iletişime geçtiği ve bir kısım hissenin satışı ile diğer hisseler bakımından önalım davası davası açılması konusunda bu davalı ile anlaşıldığı, dava açılması için avukat olan bu davalıya vekalet verildiği ve peşin olarak 1.000,00 TL avukatlık ücreti ile 1.400,00 TL açılacak olan önalım davası için masraf verildiğini, aradan geçen zamana rağmen dava açılmadığı gibi taşınmaz paylarının satış işleminin de gerçekleştirilmediğini, davalı avukatın diğer davalılarla gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri aktederek bazı hisseleri kendi üzerine almış olduğunun öğrenildiğini, bu davalının vekalet ilişkisini kötüye kullanmış olması ve diğer davalıların da dürüstlük ve iyiniyet kuralları gereğince sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, diğer davalılar hisselerini 10.000,00 TL mukabilinde davalı Mustafa..'a satış vaad ettiklerinden bu bedel karşılığı taşınmaz hisselerinin kendi adına tesciline, bunun uygun bulunmaması halinde ise davalı Mustafa..'a ödenen meblağ ile yapılan masrafların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın niteliği gereğince mahkemenin görev alanında bulunmadığından 6100 sayılı HMK 1-4 maddeleri gereğince davanın görevli Konya Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği hususu kabulü ile dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/1 maddeleri uyarınca görevsizlik nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davada vekalet ilişkisinin kötüye kullanılması sebebi ile dürüstlük ve iyiniyet ilkelerine aykırılık nedenlerine dayanmak suretiyle tapu iptali ve tescil esaslı terditli talepte bulunmuş olup, davalılardan Mustafa.. ile davacı taraf arasındaki ihtilafın aralarındaki vekalet akdinden kaynaklandığı düşünülecek ise de; davacı, dava dilekçesi ile birden fazla davalı göstermek suretiyle ve farklı sebeple talepte bulunmuş olup davanın 6502 sayılı yasada düzenlenen vekalet akdi hususunda Tüketici Mahkemesinin görevli olacağı kuralı kapsamında değerlendirmesi doğru olmamıştır. Eldeki davanın yargıalamasını ifa görevi genel mahkemeye ait olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir...."