"....Davacı alacaklı üçüncü kişi vekili, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinde İİK’nun 120/2. maddesi gereğince aldığı yetki üzerine söz konusu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı borçlu Y.’den alacağı bulunduğunu, Y.’nin eşinden boşandığını ancak, eşine karşı katılma alacağı konusunda herhangi bir dava veya istekte bulunmadığını, eşi adına evlilik birliği içerisinde edinilmiş taşınmaz bulunduğunu, muvazaalı olarak boşanmaya ilişkin anlaşma protokolünde; mal rejiminin tasfiyesine değinmediklerini, bu konuda bir açıklamaya yer vermediklerini ve borçlu X. tarafından eşine karşı dava açmadığını açıklayarak katılma alacağı isteğinde bulunmuştur.
Davalı X. adına bulunduğu iddia edilen 1003 ada 63 sayılı parseldeki 2 nolu bağımsız bölümün tapu kaydı dosya arasında olmadığından mal rejiminin türü bakımından bir nitelendirme yapma olanağı bulunmamıştır. Ancak, davacı vekili katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. İİK’nun 120/2. maddesi uyarınca borçlunun yerine geçmek üzere istekte bulunulduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Bu durumda görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un, 5133 sayılı Kanun'la Değişik 4. maddesine göre, 4721 sayılı TMK’nun 2. kitabından 3. kısım hariç olmak üzere (TKX. X. 118-395) maddelerinden kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağı, 4787 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca da, Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlerin Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Su halde. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu 'nca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın A ile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir. (HGK. 16.11.2005 tarih ve 2005/2-673 Esas, 2005/617 sayılı Kararı)
Yapılan bu açıklama karşısında davaya “Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Şu halde, öncelikle 6100 sayılı HMK’nun ön incelemeye ilişkin hükümleri ile diğer hükümleri göz önünde bulundurularak gerekli işlemin yapılması oluşacak sonuca göre istek hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken dava dilekçesinin görev yönünden reddi doğru bulunmamıştır..."
8. HD. 07.11.2013 T. E:1925, K: 16045
Kararı ayrıntılı olarak görüntülemek için tıklayın.