Borçlunun takibi haricen öğrenerek itirazda bulunması-

Ödeme emrinin hiç tebliğ edilmemiş olması halinde, borçlunun takibi haricen öğrenerek itirazda bulunması durumunda itirazın geçerli olmadığı- Borçluya usule uygun olarak ödeme emri tebliğ edildiğinden ve ödeme emri tebliğ edilmekle de icra takip süreci devam edeceğinden, borçlunun tebliğden önce yaptığı itirazı geçerli olduğu- Mahkemece kira ilişkisini ve kira bedelini inkar etmemiş olan davalı borçlunun ödeme iddiası üzerinde durulup takibe konu alacağın ödenip ödenmediğinin tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

"...Alacaklı tarafından adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, davalı borçlu itiraz dilekçesinde, alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, 2015 yılında 44.840TL, 2016 yılında 25.000-TL olmak üzere toplam 69.840-TL ödeme yaptığını, kalan ana para kira borcunun 5.160-TL olduğunu, bu kira borcu karşılığı takibe konu kiralanan taşınmazlarda tadilat yaptırdığını, tadilat masrafının bakiye kira alacağından fazla olduğunu bildirerek borca itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.

Mahkemece; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında imzalanan kira sözleşmesinin hata, hile sureti ile imzalandığı, bu nedenle kira sözleşmesini kabul etmediklerinin beyan edildiği, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen ve davaya dayanak olarak gösterilen iddialarına ilişkin hususların genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve tahliye davasının reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin davalı borçluya 20/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebliğden önce19/07/2018 tarihinde takibe itiraz ettiği, davalı borçluya usulüne uygun tahliye istemli ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri işlemeye başlamayacağı ve haricen öğrenmeye dayalı itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Borçlu aleyhine başlatılan icra takibinde her ne kadar alacaklı, dayanmış olduğu kira sözleşmesinin geçerli olmadığını ileri sürmüşse de, davalı borçlu ödeme emrine itirazında taraflar arasındaki kira akdine ve kira bedeline karşı çıkmamış, kiracılık ilişkisini kabul ederek borcun ödendiğini ileri sürmüştür. Borçluya İİK'nın 269/1. maddesi gereğince usule uygun olarak ödeme emri tebliğ edildiğinden ve ödeme emri tebliğ edilmekle de icra takip süreci devam edeceğinden borçlunun tebliğden önce yaptığı itirazı geçerlidir ve geçerli olan itirazı sebebiyle icra takibi durdurulmuştur.

Ödeme emrinin hiç tebliğ edilmemiş olması hallerinde borçlunun takibi haricen öğrenerek itirazda bulunması durumunda itirazın geçerli olmadığı kabul edilir. Oysa davalı borçluya ödeme emri tebliği ile ilgili eksiklik tamamlanmış, icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş olduğundan alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ve tahliye istenmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

Mahkemece kira ilişkisini ve kira bedelini inkar etmemiş olan davalı borçlunun ödeme iddiası üzerinde durulup takibe konu alacağın ödenip ödenmediğinin tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince farklı gerekçe ile esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir..."

12. HD. 19.03.2020 T. 1169/2965