Bir ortağın limited şirket hissesinden kaynaklanan kâr payı hakkının, 10 yıl süreyle diğer ortağa temlikinden doğan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-

Kural olarak şirket hissesinin kiraya verilmesi mümkün olmamakla birlikte, sözleşmedeki beyanların yorumundan burada taraflar arasındaki gerçek iradenin davacının davalı şirketteki %25 payından doğacak olan kâr payı hakkının 10 yıl süreyle belli bir bedel karşılığı davalıya devrinin amaçlamış olduğu anlaşılmakta olup bu haliyle sözleşmenin geçersizliğinden söz edilemeyeceği-

"...Sözleşmenin sadece kira sözleşmesi olmayıp birden fazla hukuki ilişkiyi düzenleyen karma nitelikli bir sözleşme olduğu, kira sözleşmesinin konusunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299. maddesi uyarınca "şey" yani eşya olduğu, yalnızca cismani varlıkların eşya olarak kabul edildiği, bunların da bir ayrıma göre taşınır ve taşınmaz mallardan ibaret olduğu, şirket hissesinin kira sözleşmesine konu olmasının mümkün bulunmadığı, bu sebeple takip dayanağı protokolün 5. maddesinin sözleşme kurulduğu anda konusunun imkansız olması nedeniyle kesin hükümsüzlükle batıl olduğu, taraflar arasında borç ve alacak doğurmadığı, yine söz konusu protokolde ... Turizm'in kaşe ve imzasının bulunmadığından protokol ile bu şirketin borç altına girmediği gerekçesiyle davanın reddine, davalının da kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir...."

Devamı için lütfen tıklayın…